26.12.20

Bir ÜMİT ve ONARIM Hasbihali

Yaşanılan hayatın birikimleri..

Yükleri..

Geliş gidişler..

Tutunan ve dökülenler..

Alınan çentikler, derin izler ve çizgiler ..

Çeşitli ruh halleri..

Deneyimler…….vs…

Görünen yönüyle ömrün büyük kısmının geçmesi ve yaşanılanların oluşturduğu kalın ciltli kitabın ileri alem kütüphanesinden emanet yerini alması gerçeğinin iz düşümü ile ortaya çıkan endişeler.

Olgunluğun ağır çekişleri..

İç hesaplaşmanın köşe başı kalbi etkinlikleri..

Acabalar, firari hislerin asi direnişlerinin cuntası altında şaşkınlık çıkışları..

El hasıl düşünen veya yaşanmışlıkların dürtüsü ile düşünmeye sevk edilen insan…

Kaçınılmaz sonun mutlak hakikatine demir atmaya hazırlanan mütebaki dakikaların ihtar edici tiktakları…

Öleceğiz olarak tanımladığımız nihai noktanın asıl tanımı: ÖLDÜRÜLECEĞİZ.

Bu öldürülmek sonucunda asla geri dönmemiz mümkün olmayacak..

Keşkilerin toprağa karışması ile artık hiçbir anlamı kalmayacak..

Bir şeyleri yoluna koyma, eksiklikleri giderme, yanlışlıkları düzeltme , yapılan karalamaları silme , atılan söz oklarını geri alma , heybeye doldurulan had taşkınlıklarını gizleme vb…………imkanı olmayacak…

Yüzlemeden yüz kızartıp ortaya çıkmayan , baskın yemeden terletip benzi attırmayan , titretip soluk kesmeyen  bir çok tedirginlik ve telaş halinin ayakları bir birine doladığı firak çektirisinin aşikârlığının idraki  ile insan kendi gerçeğini yalın olarak görür.

Vehimleri, şüpheleri, ukalalıkları, aymaz tavırları , şımarık tutumları ve ona güç veren zan ve hayal besicileri el ayak çekmiştir.

Artık insan hiçbir şeyden kuşku duymaz. Uyanma vakti gelmiş , kendisine açılan teklif ona bakan tefrişatı ile  karşı sahile geçmiş ,kızıl denizin dalgaları tükenen olasılıkların  üzerine kapanmaktadır…

Mesela: Dünyadan ayrılacağı kendisine tıbbi olarak bildirilmiş akıllı bir insanın vicdan muhasebesinin tahayyül edebilmek veya böyle bir tecrübe edinilmişse tahattur etmek neyin ÖNEMLİ ve DEĞERLİ olduğunu çok net gösterir.

Ve aslında neyin DOĞRU ve YANLIŞ olduğu, nelerin ihmal edildiği, hangi yükümlülüklerden nasıl kaçıldığı bilinir. Ümit denilen şeyden istifade etmek ancak müstakim bir hayattan elde edilen güzel düşüncelerle mümkündür.

Hayatını çelişki içinde yaşamış , İslâmın ahlâk ilkelerinden hisse alamamış, Ruhunun da Muhammedi A.S.M bir terbiye nefesi esmemiş , Allah’ın emir ve yasaklarına karşı kalbi ürpermemiş , huzurda boyun bükmemiş ,kendi kusurunu görmemiş kişilerin ümit etmesi imkansızıdır.

Çünkü ümit, ancak hakikati teselli eden bir hasiyete sahiptir.

Yine ümit kendisine bilerek müracaat edenlerin şiarıdır.

Yani umut kuru kuru bir beklenti değildir. Hüsn-ü Zan sahibi olmak ve her şeyin iyisine bakmak, güzel tarafını görmekle kabiliyet kazanmış istidatların nemalandığı bir güven kaynağıdır.

Yine ümit, Allah’a dostluğunu ilan eden ve bir dost sadakatinde davranan, titizliği ile onun hukukuna ciddiyetle riayet edenlerin istimal edebileceği manevi bir nimettir.

Yine ümit , hasbihal konumuzun ömrün son çeyreği ve demlerine bakan veçhinde, ÇOK ÖNEMLİ onarım iştiyakını canlandıran bir mübarek emeldir.

Evet Dostlar:

Ne olduysa oldu..

Ne yaşandıysa yaşandı..

Kayıplar..

Zarar ziyanlar..

Sapılan yollar,batılan çamurlar..

Üzerimize ne sindi ise sindi..

Hangi zanlarla tadımız tuzumuz kaçtı ise kaçtı..

Henüz son satırları kapanmamış ömür kitabımıza ne yazıldı ise yazıldı..

SON BİR ONARIM HAREKETİNİ ÜMİT EDEBİLİRİZ.

Hiç kimseye ihtiyaç duymadan, kulağımızı kalbimizin üzerine eğmemizle bize itiraf edeceği gerçeğimizi duyabilir ve vicdani bir fıtrat dili ile alnımızı yere koyabilir her ne matlubumuz, korkumuz, özrümüz varsa mahfi bir seda ile dile getirebiliriz.

Yukarıda da değindiğimiz gibi, kendi hayat hakikatini ve akıbetini derk edebilen bir insanı aldatacak hiçbir şey yoktur. Kendi yanılgıları ve fikri halüsinasyonların illüzyon etkisi kaybolacaktır.

Yeter ki bahaneler ve şüpheler üreterek “an bu andır” idrakini boğacak bir ikileme fırsat vermeyelim.

Çünkü ahmaklığın halinden razı olma gibi bir handikabı vardır. Bu handikaba sahip çıkan bir aymazlık kendi çıkmaz sokak fermanını vermiş olur.

Oysa rahmetin ve ona yapılan ilticanın mutlak karşılığı merhamet ve şefkattir.

İtiraf kader planında bir haya karşılık örtüsüdür.

Yalvarmak hayır pınarlarını coşturma bereketine sahiptir.

Azmetmek cüz-i iradenin külli iradeden nasibini arttıran bir gerçektir.

Teveccüh etmek, arınmak ve bu meyanda  ÜMİT etmek, arefe gününden bayram gününü beklemek kadar sevimli bir güncedir.

El Hasıl………..BEKLENİYORUZ…

Vel Hasıl beklemeden gidelim…………..

 

.