Ezelden ebede kadar varlıkların halleriyle ve dilleriyle
yaptıkları sonsuz hamdler, şükürler ve övgüler yalnız Kendisine ait olan Hamîd;
her şeyin üstünde sonsuz derece bir şeref sahibi ve sonsuz takdis ve övgülere
lâyık olan Mecîd; dilediğini dilediği şekilde yükselten, yücelten ve herkese
lâyık olduğu rütbeyi ve mertebeyi veren Refî’; yarattığı varlıkları çok seven
ve onlara da Kendisini her vesileyle sevdiren Vedûd; bütün sıfat, isim ve
fiilleriyle her şeyi kuşatan Muhît; mahlûkatı hakkında dilediğini yapan Fa’âl
Allah’ın adıyla.
O kuluna şah damarından daha yakındır.
Allah’a îman etmiş, Ona kavuşmaya inanmış ve delillerini
kabul etmiş, Allah’ın ulûhiyeti dışında başka ilâhları inkâr etmiş ve Allah’a
tevekkül etmiş olarak sabahladık.
Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini, Arşını
taşıyan meleklerini şâhid tutuyoruz ki: O bütün mükemmel sıfatlara sahip ve
noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah’tır. Kendisinden başka hiçbir ilâh
yoktur, O tektir. Onun ortağı yoktur. Ve yine şahadet ediyoruz ki: Muhammed
(a.s.m.) Onun kulu ve Resulüdür. Cennet haktır. Cehennem haktır. Kevser Havuzu
haktır. Şefaat haktır. Kabirde sorguya çeken Münker ve Nekir melekleri haktır.
Allah’ın verdiği söz haktır. Muhakkak Kıyamet Günü gelecektir ve bunda hiçbir
şüphe yoktur. Allah, kabirde yatanları da diriltecektir. İşte biz bu inançla
yaşıyor, bu inançla öleceğiz, bu inançla yarın diriltileceğiz ve azap da
görmeyeceğiz, inşaallahu teâlâ.
Bahâüddîn Nakşıbend R.A / Evrad-ı Kudisye