İnsanın donanımında olan özelliklere göre yaşayamaması, insan düşmanlığının başarısı gösteren en önemli gösterge…
Dikkat dağınıklığı denilen şeyin asıl karşılığı, dikkatin
olmaması gereken yerdeki savurganlığıdır.
Yani birbirine bağlı olmayan ve bir gerçeğe çıkmayan, bir
hakikate ve değere dayanmayan şeyler üzerindeki zihni dolaşım fikri ölümü
netice verir. Ve böylelikle uçları hiçbir yere bağlı olmayan ve fantezi rüzgarları
ile kurgusal esintilerin darmadağınık ettiği bir düşünce dünyası..düşünememe
zehri ile yatalak bir hasta….
Bazı böcek türü hayvanların, kendi soyunu devam ettirmek
için kısmi felce uğrattıkları başka hayvanların içine kendi yumurtalarını
bırakması ve o bırakılan yumurtaların larva süreci ve gelişimi için
barındıkları vücudu kemirmeleri…işte böyle bir ölgünlükle karşı karşıya olmaya
çok benzer hallere giriftar olunan zamanlar….
Okuyamıyoruz mesela..
Biraz ilmi, edebi, felsefi konularla karşılaşsak boğazımız sıkılı
veriyor. İçimiz patlıyor.
Çünkü tahammülümüz, sabrımız, öğrenmeye verilmesi gereken
merak diyeti elimizden alındı.
İnsan düşmanlarının subliminal mesajları olgunluğunu
tamamladı ve artık bilinç altı aktarımlar,ele geçirilen bilinçlerin yönetimi
için açıkça süretlendi.Görünür oldu.
Bakmaman gereken şeyden gözünü alamamak,
Dinlememen gereken şeyden kulağını çekememek,
Bağımlı duyguların nöbet etkisi ile boynundan tutulup adem
kuyularına çekilmek artık yüzüne güle güle yapılıyor.
İnsan düşmanları artık kendilerini saklamıyorlar.
Tutsaklığın getirdiği ezginlik cesareti rencide ettiğinden meydan
okuyacak mecal de yok…
Menhus zevklerin kaybı ile edilen şantaj..
Alışkanlıkların ayak direyişinin düşmana verdiği güç daha
pervasız saldırılara dönüşüyor.
Kabulleniyoruz.
Çünkü içimiz boşaldı.
O boşalan içimizi nasıl dolduracağımız konusunda müthiş
şüpheler içindeyiz.
İşte bu ŞÜPHE sihri öyle boyutlara girip, öyle renklere
boyandı ki; iddia ve davalarımız onun karşısında artık duramıyor.
Bu şüphelendirmek öyle stratejik kullanıldı ki…………Önce
güvendiğimiz dağlarımıza kar yağdı. İnandığımız tepeler kuşatıldı. Biz fark
etmeden düşman surları atladı…ve sızdı………
Artık herşeyin bir tanımı var. Bu tanımı olmak onu gerçek
yapmamasına rağmen üzerine söylenmiş sözden dolayı kendine kimlik bulan birçok
meselenin çokça da müşterisi var…
İspat gibi bir derdi olmayan konular iddia ile kimlik buldular.
Savunucuları tahrip etmenin kolaylığından gelen bir istila sirayeti her yere bulaştır.
Özetle ŞÜPHE strateji ve iddia terminolojisi tüm argümanları
ile dikkatini çekebildiği insanları girdabı içine aldı.
Birkaç saniyelik video anlatıları, görsel hızlılık, göz ucu
haram hırsızlığı ve küllenmek…..Pişmanlık hissinin, özür dileme erdeminin,
nezaket asaletinin kör bir çuvala tıkıldığı ağır zamanlar.
Sevemiyoruz mesela..fedakârca sevemiyoruz……….Çünkü ortak
payda merkezi dağıldı…
Birbirimize katlanamıyoruz. Çünkü yalnızlığa alıştık...
Birbirimizden kaçıyor, görmekten ve görüşmekten gelen o
çocukça heyecanı duyamıyoruz örneğin...çünkü yabancılaştık. Benlik hapishanesinin
kalın duvarları sesimizi kesti…
Evet dostlar..can damarımız;
İlgisizlik hastalığı,
Bilgisizlik marazı,
Cehalet sendromu,
Ego atakları,
Kullanılmışlık tahrişi,
Duygusal ölüm,
Mantıksal çöküş sadmeleri ile tıkandı…………….
Ciddi bir onarım bekleyen sayılı nefeslerimiz var...
.