*Ben sizin görmediğinizi görür, işitmediğinizi işitirim*.
*Nitekim sema uğuldadı, uğuldamak da ona hak oldu.* (Uğuldama;
Meleklerin kesretli ve tesbihatı manasıyla)
*Semada dört parmak sığacak kadar boş bir yer yoktur,her
tarafta Allah'a secde için alnını koymuş bir melek vardır.*
*Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az
güler, çok ağlardınız, yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara,
çöllere dökülür,(belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz.*
[Ebu Zerr (radıyallâhu anh) ilâve etti:] *Keşke sökülen bir
ağaç olsaydım.*
[Tirmizî, Zühd 9, (2313); İbnu Mâce, Zühd 19, (4190).]
"Nev-i beşerin en büyük meselesi Cehennemden kurtulmaktır.”
Bediüzzaman
..........Saîd b. Abd’ul-Aziz, Rabîa b. Yezîd’den, o da Ebi İdris el-Havlâni’den, o da Ebu Zerr Cündüb b. Cünâde’den (r.a), o da Nebi’nin (sav) Allah Teâlâ’dan yaptığı rivâyette ( Hadis-i Kudsî) şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
“Ey kullarım! Şüphesiz Ben zulmü kendime haram kıldığım gibi,
onu aranızda da haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyiniz.
Ey kullarım! Benim hidâyet ettiğim kimseler hariç, hepiniz
yolunuzu sapıtmışsınız. O halde Ben’den hidâyet isteyin ki, sizi doğru yola
ileteyim.
Ey kullarım! Benim doyurduklarımdan başka hepiniz açsınız.
Ben’den rızık isteyin ki sizi yedireyim.
Ey kullarım! Giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız. O
halde Ben’den giyecek isteyin ki, sizi giydireyim.
Ey kullarım! Sizler gece-gündüz günah işlersiniz. Ben de günahların
tamamını affederim. Bu sebeple, Benden bağışlanmanızı isteyin ki, size mağfiret
edeyim.
Ey kullarım! Hiçbir zaman, Bana zarar vermeye gücünüz yetmez
ki, veresiniz. Bana fayda verecek hale ulaşamazsınız ki, Bana faydanız
dokunabilsin.
Ey kullarım! Sizden öncekiler ve sonrakiler, ins ve cinniniz,
içinizden muttakî bir adamın kalbinin en iyi hâli üzere onun kalbi gibi olsa,
bu durum Benim mülkümde en küçük bir şey artırmaz.
Ey kullarım, sizden öncekiler ve sonrakiler, ins ve cinniniz,
bir alanda toplansalar, sonra Ben’den dileklerini isteseler, mahlûkatın
tamamına istediklerini versem, bu, Benim katımdaki hazineyi ancak, iğnenin
denize sokulup çıkartıldığında, denizden eksilttiği kadar eksiltebilir.
Ey kullarım, sizden öncekiler ve sonrakiler, ins ve cinniniz,
içinizden en kötü bir adamın kalbinin bulunduğu en kötü niyyeti üzere toplansa,
bu durum benim mülkümden bir şey eksiltmez.
Ey kullarım, sizin amellerinizi adınıza zabteder, onların
karşılığını eksiksiz size veririm. O halde kim hayır bulursa hemen Allah’a
hamdetsin. Kim de kötülükle karşılaşırsa kendi nefsini kınasın.”
Saîd der ki: “Ebu İdris bu hadisi rivayet ederken diz üstü
çökerdi”. Müslim: 2577. R. Salihîn: 1/111.)
.