EL-MUKÎT
ANLAMI: , Yarattığı mahlûkatın azıklarını temin eden, hayati levazımatlarını veren, cismani ve ruhani gıdaları yaratan ve açlığı gideren, Her şeyi lâyıkıyla bilip gözeten ve her şeye kudreti yeten anlamına gelmektedir.
Fâtır sûresi (35), 3: "Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Allah'tan başka bir yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir. O'ndan başka ilâh yoktur. O halde (haktan) nasıl çevrilirsiniz?"
BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:
Rabbimiz ihsan ve keremini, sahavet ve cömertliğini izhar etmek için tüm mahlûkatını nihayetsiz bir acz ve ihtiyaç içinde yaratmıştır. Bu ihtiyaçları temini Rezzak ismi ile külliyen münasebeti olduğu gibi, Mukit ismi bu rızıkların bedenlerde yerleştirilmesine, vitamin, enerji, mineral vd. gibi faydaların temini için, gerekli dağılımı yerli yerinde sevk ve idaresine daha ziyade bakar. Manevi ihtiyaçlar da gıdalar da böyledir. Sevk ve idareye muhtaçtır….Mesela;
…Hem iman yalnız ilim ile değil; imanda çok letâifin hisseleri var. Nasıl ki, bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlimle gelen mesâil-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sır, nefis, ve hâkezâ, letâif kendine göre birer hisse alır, masseder…Mektubat Yirmi Altıncı Mektub ………….
Maddi manevi İhtiyaç meselesine atfen; 17’nci sözden ;
İhtiyaç dairesi, nazar dairesi kadar büyüktür, geniştir..
Hattâ, hayal nereye gitse, ihtiyaç dairesi dahi oraya gider; orada da hâcet vardır. Belki, her ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan ihtiyaçta vardır; elde bulunmayan ise hadsizdir.
Halbuki daire-i iktidar, kısa elimin dairesi kadar kısa ve dardır.
Sermayem ise, cüz-i lâyetecezzâ gibi cüz’î bir şeydir.
İşte, şu cihan kadar ve milyarlar ile ancak istihsal edilen hâcet nerede? Ve bu beş paralık cüz-ü ihtiyarî nerede? Bununla onların mübayaasına gidilmez, bununla onlar kazanılmaz. Öyle ise başka bir çare aramak gerektir……………………bu dersin okunması tavsiye edilir.
……Hem cismânî ihtiyaç gibi, mânevî hâcat dahi muhteliftir. Bazısına insan her nefes muhtaç olur: cisme hava, ruha Hû gibi. Bazısına her saat: Bismillâh gibi ve hâkezâ... On Dokuzuncu Söz
Bununla birlikte bu ismin insanın mahiyetinde bir diğer tecelli boyutu olarak şunu ifade edebiliriz ki; İnsan yüksek değerleri manevi bünyesinde barındırması bu ismin tecellisi iledir. Hadsiz ihtiyaçları istidat ve kabiliyetince ve ihtiyacına olan şuur ve talep lisanı ile mazhar olduğu bu nimetleri ahiret azığı olarak hayat heybesinde muhafaza eder.
İktisad ve itidal planında hayatı dünyeviye noktasındaki ihtiyat ve tedbir vs. bu ismin tecellisinden bir cilvedir…
BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;
Mukît isminin tecellisi ve tezahürüne ait yukarıda kısmen konular içinde ifade edilen umumi manasının hakikati yanında, yine bu isme tahakkuk eden hususi manalarının izharı noktasında şunları da ilaveten söylebiliriz. Örneğin maddi ve manevi ihtiyaçları gidererek mahlûkatının yaşamasını temin edecek güç ve kuvveti de bu ismin tasarrufu meydana getirir. İşle bu havl ve kuvvetin o rızıktan gelmesinin takdiri ve zamanlamasının planı bu ismin tecellisidir.
Yine bunun yanında kalp ve ruhların rızıklarını ihsan ederek, kuvve ve latifelerdeki manevi ihtiyacı gidererek onları doyurur, itminan verir. Ve uhrevi hayatın can suyunu lütfeder…..kalbler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur… Ra’d 28…
BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;
İnsan bu ismin tecellisinden iman ve itminan ile elde edeceği hisse-i şuur ile kalp ve ruhunda kazandığı nimetler dolayısıyla,Ebnay-ı cinsine gereğince cömert olmakla, nefsini hayırlı işlere sevk etmekle, tebliğ ve nasihat ile istihdama mazhar olabilir.
Burada şuna dikkat çekmek gerekir ki; insan her ne kadar iman ve marifet ihtiyacını hissetse ve tedarik etmek yolunda gayret etse manevi açlığı sonsuz derecede büyür. Ve bu açlık ancak ebedi bir sofrada giderilebilir…Yoksa insan bu ihtiyacını hissetmez ise kalbi ve ruhi iştihasını kaybeder ve bu sonsuz nimetlerin tatlarından mahrum kalır…Bu nedenle sonsuz marifet nurlarına sonsuz açlık ile “helmin mezid” ( daha yok mu?) iştihası maneviyesine mazhar olmayı Rabbimizden diliyoruz..Âmîn
.
.