21.1.11

....

Eyvah aldandık!
Şu hayatı dünyeviyeyi sabit zannettik.O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik.Evet şu güzeranı hayat bir uykudur bir rüya gibi geçti.Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgar gibi uçar gider...

................

Nasihat istersen ÖLÜM yeter.
Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan
kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
Mektubat

.............

...Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatnızı iman ile hayatlandrınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz...



Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sakitane Nurun sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafî-i gaybî ile bizi temaşa eden Said’ler, Hamza’lar, Ömer’ler, Osman’lar, Tahir’ler, Yûsuf’lar, Ahmed’ler, vesaireler!.. Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, "Sadakte" deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım, varsın beni dinlemesinler.

Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizin ile konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennetasa bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır. Biz, hizmetimizin ücreti olarak sizden şunu bekliyoruz ki: Mazi kıt’asına geçmek için geldiğiniz vakit, mezarımıza uğrayınız; o bahar hediyelerinden birkaç tanesini medresemin mezar taşı denilen ve kemiklerimizi misafir eden ve Horhor toprağının kapıcısı olan kalenin başına takınız. Kapıcıya tenbih edeceğiz; bizi çağırınız.

Mezarımızdan SİZİ TEBRİK EDERİZ sadasını işiteceksiniz...


BEDİÜZZAMAN