“ Bismillâhirrahmânirrahim..”
2- ZÂT-I EKREM ( A.S.M )
2- ZÂT-I EKREM ( A.S.M )
Anlamı: Çok cömert, her şeyin iyisi, faydalısı. Kerem ile muttasıf,
ihsan ve inayet sâhibi. Şerefli ve izzetli. Muhterem, müsamahakâr zât olan
Muhammed A.S.M…
…Şimdi, şu zâtın delâil-i sıdkı ve berâhin-i nübüvveti,
yalnız mu’cizâtına münhasır değildir. Belki, ehl-i dikkat için, hemen umum
harekâtı ve ef’âli, ahval ve akvâli, ahlâk ve etvârı, sîret ve sureti, sıdkını
ve ciddiyetini ispat eder. Hattâ, meşhur ulema-i Benî İsrailiyeden Abdullah
ibni Selâm gibi pek çok zâtlar, yalnız o Zât-ı Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın
simasını görmekle, “Şu simada yalan yok; şu yüzde hile olamaz” diyerek imana
gelmişler. On Dokuzuncu Mektup | İkinci Nükteli İşaret
“Hiç şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin.” Kalem
Sûresi, 68:4.
BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;
Risale-i Nur’da Peygamberimizin A.S.M kerem sıfatı en ziyade
olarak Resul-u Ekrem olarak kullanılmaktadır. Bu kerem vasfı O’nun İslamiyet’i
tebliğindeki feragatı,din için girilen mücadelelerdeki sebat ve
fedakarlıkları,maddi ve manevi sahip olduklarını Ümmeti ile paylaşmasında cömertliği..yine
“Bütün eşya ve eflâki senin için yarattım, Habibim” fermanına, “Ben de senin
için onların hepsini terk ve feda ettim” diye cevap vermesi ile yüksek
mertebesi aşikar olur.
Üstadımızın Şuaat, Marifetü`n-Nebi ‘de ifade ettiği şekliyle
baktığımızda ise karşımıza Ahlak-ı aliyesi ile Mü’cize-i Fıtrat bir zat-ı ekrem
görünecektir. Şöyle ki;
"İnsanların sireten ve sureten en cemili (beden
ve ruh güzelliği) ve en halimi (Yumuşak huylu olması) ve en sabiri (Olağanüstü
bir sabır sahibi olması) ve en şakiri (İnsanların en şükredicisi olması) ve en
zahidi (dünyayı kalben tam terk etmesi)ve en mütevazıı (insanların en alçak
gönüllü olanı olması) ve en afifi (İnsanların en namuslu ve temizi olması) ve
en cevadı ve kerimi (İnsanların en cömert ve ikram edeni olması)ve en rahimi (İnsanların
en şefkatlisi olması)ve en adili; (İnsanların en adaletli olanı olması)herkesten
ziyade mürüvvet, vakar, afüvv, sıhhat-i fehm, şefkat gibi ne kadar secaya-yı
aliye varsa, en mükemmel bir fihriste-i nuranisidir.. A.S.M…
..Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hilkaten en mutedil
bir vaziyette ve en mükemmel bir surette halk edildiğinden, harekât ve sekenâtı
itidal ve istikamet üzerine gitmiştir.
Siyer-i Seniyyesi kat’î bir surette gösterir ki, her
hareketinde istikamet ve itidal üzere gitmiş, ifrat ve tefritten içtinap
etmiştir. Lem'alar / On Birinci Lem'a
SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİM/SIFATTAN HİSSEMİZ;
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi
sevsin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:31.
âyetinde i’câzlı bir îcâz vardır. Çünkü çok cümleler bu üç
cümlenin içinde derc edilmiştir. Şöyle ki:
Şu âyet diyor ki: “Allah’a (celle celâluhu) imanınız varsa,
elbette Allah’ı seveceksiniz. Madem Allah’ı seversiniz; Allah’ın sevdiği tarzı
yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise: Allah’ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona
benzemek ise, ona ittibâ etmektir. Ne vakit ona ittibâ etseniz, Allah da sizi
sevecek. Zaten siz Allah’ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin.”
Lem’alar
.