19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ALLAH ( C.C )

Değerli Dostlar, 99 Esma’ül Hüsna hakkında yaptığımız paylaşımlar, 

( Allah’ın (c.c) ahlâkı ile ahlâklanın. Hz.Muhammed A.S.M ) Emr-i Nebevisini kavramak ve Taalluk, Tahakkuk, Tahalluk tabir edilen ve bir mana da insan ile Halıkı arasındaki;

Esma-i İlahiye ile nefsi irtibat, ve münasebetin bilinmesi

Esma-i İlahiye’nin Hakikatine delalet eden hususların tespit edilmesi ve Esma-i İlahiye ile Ahlâklanma  noktasında bazı açıklamaların sınırla muhteviyat ile yapılan paylaşımıdır.

Ve minallahi't-tevfik.


Bismillâhirrahmânirrahîm

Allâhu lâ ilâhe illâ huve, lehul esmâul husnâ… (Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.) TAHA-8

ALLAH ( C.C )

ANLAMI: Vücudu mutlak var olan, yokluğu mümkün olmayan Cenâb-ı Hak.(Vâcib-ül vücuddur, yâni; O'nun vücudu zâtîdir, ezelîdir, ebedîdir, ademi mümteni'dir. Zevali muhaldir. Tabakat-ı vücudun en râsihi, en esaslısı, en kuvvetlisi, en mükemmelidir. Sair tabakat-ı vücud O'nun vücuduna nisbeten gayet zayıf bir gölge hükmündedir. Mektubat.) O tüm övgülere layıktır. Bu isim diğer tüm isim ve sıfatları toplayan Allah’ın CC zati isimdir.Bu isim Esma’ül Hüsna’nın Sultanıdır.

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ: 

Kendimizden başlayarak, tüm alaka peyda ettiğimiz bütünlüğü tanımlamak, özelliğini kavramak, kimin mülkü, mahlûku, eser-i sanatı olduğunu anlamak ve hakikatine ulaşmak için, tüm isimleri kendinde toplan bu isme müracaat ederiz. Ve Allah ismi bütün kâinatı kuşatan niteliği ile bize cevap verir.

İmanla birlikte mümin olan bir insan, Allah’ı daha çok tanımak için  iman ilimlerini tahsil etmeli. Titizlik ve ciddiyet ile imanını koruyucu bir dikkat ile güzel ameller işlemelidir. Zikir, fikir, şükür, hamd ile bilerek ve şuurlu bir biçimde ibadetlerde bulunmalıdır.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR :

Allah’ın CC Zati ismidir.( Allah’ın CC zâtına mahsus olan, başka herhangi bir varlıkta bulunması mümkün olmayan) Bütün isimleri toplayan cami esmadır. Diğer bütün isim ve sıfatlar bu isme bağlıdır. Bu mana itibariyle İsm-i Âzam olarak da ifade edilir. İman ve Marifetullah ilmi denilen ilimleri tahsil ederek Allah’ı CC tanımak isteyenler için Risale-i Nur önemli ve ciddi bir kaynaktır.Ve insan gerek fıtratı itibariyle,gerek insani mahiyeti  ve vicdani itibariyle bu ilmi tahsil etmekle mükelleftir.

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Allah CC zati isim olduğundan İnsan bu isimle Allah’a özel şekliyle ahlâklanamaz. Allah’ın ahlâkı ile ahlaklanmak en genel şekli ile zati esmasına bağlı olan sıfatları dolayısıyladır. Ancak inkişaf etmiş sırrı ehadiyete mazhariyet noktasıda bazı sınırlandırılmış sırlar vardır. Evet, bu sırra mazhar olmuş ve  inkişaf etmiş bir ruh istidadı, kabiliyetine göre mahdut ölçülerde kendisinde temerküz etmiş cami sıfata ayinedarlık edebilir...

..........

“Allah Te­âlâ cö­mert­tir, ih­san sahi­bi­dir; cö­mert­li­ği sever. Yine O, güzel ah­lâ­kı se­ver…” (Süyûtî, el-Câmî, I, 60; Tirmizî, Edeb, 41/2799)

“…Allah Ra­fîk’tır (rıfk sahi­bi­dir), rıfk­la (yu­mu­şak­lık­la) mu­âme­le­yi se­ver. Sert­li­ğe ve di­ğer şey­le­re ver­me­di­ği se­vâ­bı, rıfk­la mu­âme­le­ye ve­rir.” (Müs­lim, Birr, 77)


“ O gün, ne mal fayda verir, ne de evlât! Ancak Allâh’a kalb-i selîm (tertemiz bir kalp) ile gelenler müstesnâ! ” (eş-Şuarâ, 88-89)



.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ER-RAHMAN

  

ER-RAHMÂN

ANLAMI: Yarattığı tüm varlıklara ayırt etmeden nimetlerini veren, merhamet eden, onları esirgeyen ve bağışlayan, mutlak ve sınırsız merhamet kaynağıdır. Rahman ismi, tecell-i amm, ism-i hastır. Yani tecellisi hiçbir şeyi ayrı tutmadan genel olarak tecelli eden, isim hakkı ise Allah’a mahsus olan demektir.


BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsan, ism-i Rahmân’ı tamamıyla gösterir bir surettedir. (Hadis-i Şerif)….Yaratılışındaki hüsn-ü takvimi, üzerinde taşıdığı nimetleri, mazhar olduğu ihsan ve lütuflar, kendisine donatılan cihazat ve tesis edilen sistemin mükemmel işleyişi, muhtaç olduğu her şeyin kendisine mutlak uyumla verilmiş  olması gibi hadsiz maddi manevi nimetlerle tezahür eder…. (insanın suret-i câmiasında, küçük bir mikyasta, zeminin siması ve kâinatın siması gibi yine o ism-i Rahmân’ın cilve-i etemmini (tam yansıma )gösterir demektir. Lem’alar

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

Allah’ın kâinata ve içindekilere Mutlak hâkimiyeti Rahmaniyet’inin tecellisidir. Tüm yarattıklarının ihtiyacı olan şeyleri tam bir tenasüple yerli yerinde vermek Rahmaniyettendir. Bütün kainat içinde olanları bir birine yardımcı kılmak, imdadına koşturmak rahmettir. Kuran ve diğer indirilen kitaplar ..Rahmani yetinin tecellisidir. Melekler Rahmaniyetin tecellisidir. Ahiret Rahmaniyetin tecellisidir. Hayır, şer, kader, hayat, hastalıklar kazandırdığı sevaplar ile şifalar devalar haddi zatında rahmettendir. Cennet ve Cehennem Rahman isminin tecellisidir. Cehennemin var oluşu da Rahman’ın tecellisi olarak hak sahibine hakkını vermek noktasında Allah’ın Adaletinin gereğidir. Hidayet rahmettir. Hakla batılı bir birinden ayırıp göstermek rahmettir. Kötülükten neyh, iyiliğe teşvik rahmettir. Çok geniş olan bu hakikate bir nebze nüfuz edebilme adına Âyetü'l-Kübra Risalesi /İkinci Bab /İkinci Hakikat: RAHMANİYET HAKİKATİ dersinin okunması tavsiye edilir.

“O kendisi için rahmeti yazmış (farz kılmış) tır.” ( En‟am 12)


BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME:

En kısa ifade ile insanın vicdanen kazandığı merhamet duygusu ile tüm yaratılmışlara nebati, hayvani, insani olsun merhamet göstermesidir. Ancak dinimizin özellikleri ile tanımladığı muzır olan kısım hariçtir.

Fakirlere,hastalara,yetimlere,yaşlılara,akrabaya,sair mahlukata, çeşitli ihtiyaçlar içerinde olanlara acımak hissi ve gönül yumuşaklığı ile yardım etmek, kemali rıza ile elinde olanı paylaşmak, âlimlere ve büyüklere hürmet göstermek, bilmeyenlere öğretmek yol göstermek, fasıklara ıslahları için dua etmek.. Mahlûkatın başına gelen şeylerde, fena ve zevallerinde hikmeti rabbaniye ye itimat edip “Rahmet-i İlâhiye’den ileri şefkat olunmaz” temkin ve dikkat dairesinde kalmaya özen göstermek gibi prensiplere sahip olmak ve gereğince hareket etmek Rahmaniyetten hisse alındığını, iyi ve güzel huylar kazanıldığını gösterir.

“Sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: “Muhakkak ki biz Allah‟ın kullarıyız ve biz O‟na döneceğiz.” derler. İşte Rablerinden onlara bağışlama ve rahmet (cennet) vardır.” (Bakara 156-157)

“Kıyamet gününde yüzleri bembeyaz olanlar Allah‟ın rahmeti (cenneti) içindedirler; orada ebedi kalacaklardır.” (Ali İmran 107)

“Şüphesiz ki Allah’ın rahmeti (yardımı) iyilik yapanlara yakındır.” (Araf 56)


.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ER-RAHÎM


ER-RAHÎM

ANLAMI: Bağışlayan esirgeyen, Erhamürrâhîmin; Merhametlilerin en merhametlisi, ayrıca mümin kullarına rahmetini, şefkatini, merhametini dünya hayatında da gösteren, hatta hayvanatı da bu isimden hissedar eden. Bizzat zatında olan yüce merhameti ile birçok merhamet ve şefkati gösteren masnuatı yaratan, Ahirette yalnız mü'minlere rahmet eden, günahlarını bağışlayan Allah…

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Uhrevi olarak Mü’min bir insan, kendisini sonsuz saadete ulaştıracak bu isme ebedi bir ihtiyaç ve iştiyak duyar. Şefkate mazhar olmak, bağışlanmak rahimiyetin emsalsiz tecellisidir.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

Rahim ismi mutlak hayırdır. Rahim isminde tezahür eden merhamet kaynağını Rahman isminden alır. Rahman haddi zatında rahman olduğundan Rahmaniyetin tecellisi bir sebep ve sonuç ilişkisine bağlı değildir. Yarattığı her şeye tecelli eder. Fakat Rahimiyetin tecellisi sebep ve sonuç ilişkisine göre irade sahibi şuurlu varlıklara tecelli eder. İman, Güzel ameller, dua gibi fiiller bu merhamet tecellisini celp eder. Allah CC bu sıfatla bir kulu ile muamele etse, o tecelliden manevi bir ırsiyet-i şefkat, o insanın nefsine, aklına, kalbine, ruhuna sirayet eder. Bu iktibas zişuur bir aktarıcının hizmet-i vesilesi ile insanlar mabeyninde o şefkat ve merhamet ziyadeleşir, yayılır.. Risale-i Nur bu ismin mazharı olduğundan, mazhar olduğu merhamet ve şefkat hissiyatıyla insanların cehennemden kurtulmalarına, Erhamürrâhîmin olan Rablerinin hoşnutluk ve rızasına ulaştırılmasına hizmet etmektedir. Bununla birlikte rahimiyetin dünyada tecelli ettiği insan ve sair varlıklar üzerindeki tezahürü ile ilgili birçok ders Risale-i Nurda bulunmaktadır. Rahimiyetle ilgili bu dersleri okuyarak marifetimizin ziyadeleşmesine çalışmak çok önemlidir.

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Merhametli bir kalbe sahip olmak. Mü’minlere ve Allah’ın dilsiz ibadı olan Hayvanat ve nebatat taifesine şefkatli olmak, O’nun bedi ’sanatlarını gösteren her şeye bu mazhariyet ve hizmetlerinden dolayı rikkatli bir hassasiyet taşımakla birlikte; hak ve hukukun muhafazası ve adalet tecellilerinde yersiz şefkat ve merhamette bulunmamakla dengeyi korumak önemlidir.


.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL MELİK


EL MELİK

ANLAMI: Bütün kâinatın, görülen ve görülemeyen bütün âlemlerin her şeyin tek sahibi, tasarruf edeni, zatı ve sıfatları ile hiçbir şeye, hiçbir şekilde ihtiyacı olmayan ve mutlak sûrette her şeyin tek hükümdarı anlamına gelir.

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsanın yaratış mahiyetinde halifelikte,tasarruf ettiği alanda bu ismin kendisi ile irtibatı esastır.Marifetulla ölçeğinde bu cüz-i idare ve mazhariyet Rabbisini tanımakta bir ayine ve tarifname olur… Mesela, daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlık’ının rububiyetini anlar ve zahir mâlikiyetiyle, Hâlık’ının hakiki mâlikiyetini fehmeder ve “Bu haneye mâlik olduğum gibi Hâlık da şu kâinatın mâlikidir.” der ve cüz’î ilmiyle onun ilmini fehmeder ve kesbî sanatçığıyla o Sâni’-i Zülcelal’in ibda-ı sanatını anlar. Mesela “Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş.” der ve hâkeza…Otuzuncu Söz

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

Melik O’dur.Ve mülkünde olan herşey O’na aittir.O her şeyin Tek Hükümdarıdır.

Risale-i Nurda bu ismin hakikatine ait birçok ders bulunmaktadır. Mâlik-ül Mülk-ü Zül Celalin mülkündeki tasarrufu noktasındaki hâkimiyeti, Sözler, Mektubat, Mesnevi-i Nuriye’de muhtelif kısımlarda ders verilmiştir.

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Konu ile ilgili bir Not:

“Ahlâkın en güzeli Allah’ın (cc) yüce ahlâkıdır.” (Taberani) ( Hadis-i şerifte geçen “Allah’ın (cc)ahlâkı”ndan maksat; esma-i hüsna, başka bir deyimle Allah’ın (cc)sıfatlarıdır. )

“Allah’ın ahlakı ile ahlaklanınız” Hadis-i Şerif (Yani onun yüce sıfatlarından sıfatlar,iyi güzel huylar edininiz…)

“Allah’ın  Allah'ın üçyüz kadar (Suyiti'nin Camiü-s Sağir'inde yüz on küsür) ahlaki vasfı vardır. İnanıp onlardan biriyle ahlaklanarak O'nun huzuna çıkan kimse cennete girer.Hadis-i Şerif ”

(Allah’ın isimleri ile Ahlaklanmak, Allah’ın isimlerini ihsâ (sayma)etme, kuru kuruya dille saymaktan ibaret değildir. Onları öğrenmek ve onların ihtiva ettiği Ahlaki esasları ile ahlaklanmaktır. İmam-ı Gazali

 “Ahlâk-ı İlâhiye ile muttasıf olup Cenâb-ı Hakka mütezellilâne teveccüh edip, acz, fakr, kusurunuzu bilip dergâhına abd olunuz. “ Bediüzzaman

…………………..

Evet, EL MELİK İSMİNDEN AHLÂKİ HİSSEMİZ:

İnsanın iradesini Sahibinin irade ettiği şeyleri irade etmek şeklinde kullanması malik ile memluk arasında sevimli bir rabıtayı meydana getirir.

"Eğer Mâlik-i Mülke memlûk isen, Onun mülkü senindir, gör." (Şayet Allah’a tam kul olursan, Allah’ın mülkü de sana kul olur.) 17’nci Söz

“Evet, Allah’a abd ve hizmetkâr olana herşey hizmetkâr olur. Bu da, herşey Allah’ın mülk ve malı olduğunu imân ve iz’an ile olur.” Mesnevi-i Nuriye

“ DÖRDÜNCÜ KELİME:

LEHÜL MÜLK : Yani, mülk umumen Onundur. Sen, hem Onun mülküsün, hem memlûküsün, hem mülkünde çalışıyorsun. Şu kelime, şöyle şifalı bir müjde veriyor ve diyor:Ey insan! Sen kendini, kendine mâlik sayma. Çünkü sen kendini idare edemezsin. O yük ağırdır; kendi başına muhafaza edemezsin, belâlardan sakınıp levazımatını yerine getiremezsin. Öyle ise, beyhude ıztıraba düşüp azap çekme. Mülk başkasınındır. O Mâlik hem Kadîrdir, hem Rahîmdir. Kudretine istinad et; rahmetini ittiham etme. Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safâyı bul.Hem der ki: Mânen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîmin mülküdür. Mülkü sahibine teslim et. Ona bırak; cefâsını değil, safâsını çek. O hem Hakîmdir, hem Rahîmdir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi “Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler” de, pencerelerden seyret, içlerine girme… Mektubat


Gibi hakikatleri derk ederek, her isteğini O’dan istemek, tevekkül etmek, idaresinden sorumlu olduğu her ne varsa onlar ile şefkat ve merhametle, iyilik ve cömertlikle ilgilenmek, adaletli, davranmak, sıkıntı, keder ve dertleri ile ilgilenmek gibi yüksek huylar ile ahlaklanmaktır.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-KUDDÛS


EL KUDDÛS

ANLAMI: Hatadan, gafletten, her türlü eksiklikten ve noksan sıfatlardan sıfat olarak değil zati olarak münezzeh; pâk, temiz olan, bütün mükemmel sıfatları kendinde toplamış olan ve tüm yaratılmışların mükemmellik tasavvur ve tadat ettikleri fikir ve kanaatleriyle izhar ettikleri tazim ve övgüden yüce ve üstün bulunan demektir. Beşeri ve yaratılmış sair irade ve idrak sahipleri tarafından mutlak bilme açısından ulaşılması imkânsız bu kemâl durumunu, Peygamber Efendimiz (asv)'in;

"Mâ arafnâke hakka marifetike Ya Ma'rûf"  Ey bütün mahlukat tarafından bilinen Rabb'im, Seni bilinmesi gereken ölçüde bilip tanıyamadık."

"Mâ abednâke hakka ibadetike Ya Ma'bûd” yalnızca kendisine ibadet edilen Allah'ım, Sana hakkıyla kulluk edemedik." İfadeleri güzelce göstermektedir.


BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsan tüm imtihan ve İnsani tekâmül sürecinde, safiyet ve arınmada, istikamet dairesinde kalabilmek için yanlışların giderilmesi ve niyet ve fiillerin düzene girmesi noktasında bu isimle fıtraten bağlıdır ve mahiyeti maneviyesi ve maddiyesi itibariyle tecellisine muhtaçtır.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

 Allah bizatihi Kuddüs’tür. Bütün kusur ve noksanlıklardan uzaktır. Zayıflık, zaaf, fark ve ihtiyaç gibi tüm eksikliklerden münezzehtir. Ayrıca bu esma-i ilahiye’nin yaratılmış olan şeyler üzerinde, onları maddi ve manevi kirlerden temizleyici bir niteliği vardır.. Risale-i Nur Külliyatı /Lem'alar /Otuzuncu Lem'a /Birinci Nükte / İsm-i Kuddûs’ün bir nüktesine dairdir.. Dersi bu hakikati şümullü olarak izah etmektedir.


BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikli olarak,İsm-i Kuddûs bahsinde ; Kötü hasletler, bâtıl itikadlar, günahlar, bid’alar mânevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız….şeklinde ifade edildiği gibi bu tür durumlardan “Muhakkak ki Allah çok tevbe edenleri ve temiz olanları sever.” Bakara Sûresi, 2:222…müjdesine mazhar olmak için, istiğfarlar ile bu hatalara sebep olan şeylerin kaynağını kurutmak için Rabbimize sığınarak arınmayı temin edebiliriz. Maddi uzuv ve manevi latifelerimizi günahlardan ve dinin yasakladığı kötü davranışlardan uzak tutarak gönül evimizi temiz tutabiliriz. Ve temiz bir kalp pak bir gönül ancak takva yaşantısının bir eseridir ve “Allah’ın mü’min kulunun kalbine sığması” hadisinde ifade edilen ilahi yakınlık için en gerekli olan vaziyet alışıdır. Bu nedenle  seyyiattan ve vesilelerinden kurtulup  ve şuurlu ibadete ve sünnet-i seniyeyi tatbik ederek nurlanmakla bu ismin üzerimizdeki tecelli ve tezahüründen azami istifade edebiliriz.

Bu konuda aşağıdaki müjdeyi düşünmek ve o beşaretten ümitvar olmak ve gereğince davranmanın ehemmiyeti açıkça ortadadır.

"Ancak tevbe edip îmân eden ve sâlih bir amel ile amel eden müstesnâ. İşte onlar var ya, Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir."(Furkan Suresi,70)



 “ Nefs-i emmâre (dâimâ kötülüğü emreden nefis) tahrib ve şer cihetinde nihâyetsiz cinâyet işleyebilir, fakat îcâd ve hayırda iktidârı (gücü) pek azdır ve cüz’îdir. Evet, bir hâneyi bir günde harâb eder, yüz günde yapamaz. Lâkin eğer enâniyeti (benliği ve gurûru) bıraksa, hayrı ve vücûdu tevfîk-ı İlâhiyeden (Allah’ın muvaffak kılmasından) istese, şer ve tahribden ve nefse i‘timaddan (güvenmekten) vazgeçse, istiğfâr ederek tam abd (kul) olsa, o vakit: ” yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât “  [Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir] sırrına mazhar olur. Ondaki nihâyetsiz kābiliyet-i şer (kötülük yapma kābiliyeti), nihâyetsiz kābiliyet-i hayra (iyilik yapma kābiliyetine) inkılâb eder (döner).” (Sözler, 23. Söz)


.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ES-SELÂM

ES -SELÂM

ANLAMI: Kendisi her türlü eksiklikten uzak, sağlam, noksansız olup, kullarını da her türlü kötülükten, zorluktan, tessürden, kusur ve âfetten kurtarıp selâmete çıkaran demektir.

"Allâhümme entesselâm ve minkesselâm." "Allah'ım! Sen'sin Selâm ve Sen'dendir selâmet.". (Hz.Muhammed A.S.M)


BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsanın hatalara düşmekten sakınması.. Düştü ise devam etmemesi için ..duçar olduğu dert sıkıntılardan  kurtuluş çaresi bulması açısından bu isimle her yönü ile bağlıdır.

Evet, bu âlemde görüyoruz ki: Bu zîruhlar, şuuren ve aklen olmasa da hissen, fıtraten hissediyorlar ki, herbiri, hadsiz bir acz ve zaaf içinde, hadsiz düşmanları ve incitenleri var. Ve hadsiz bir fakr ve ihtiyaç içinde, hadsiz hâcâtı ve matlupları var. İktidarı ve sermayesi binden birine kâfi gelmediğinden, bütün kuvvetiyle bağırır ve ağlar, mânen, fıtraten yalvarır, kendine mahsus sesiyle, lisanıyla dualar, niyazlar, bir nevi namazlar, salâvatlar ile bir Alîm-i Kadîr dergâhına iltica ederken, birden görüyoruz ki, o bağıranların her işini, her ihtiyacını bilen ve her derdini ve zararını anlayıp yalvarmasını, fıtrî duasını işiten Alîm-i Mutlak bir Kadîr-i Hakîm, imdatlarına yetişir, bütün istediklerini yapar. Ağlamalarını gülmeye, bağırmalarını teşekkürlere çevirir… Şualar

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

Selâm esması mahiyetinde olan güven emniyet,esenlik verme ve selamete ulaştırma hakikatini tecelli ve teklif nezdindeki vaadlerinde,kader planındaki hasiyetiyle göstermekte olup,bu mahiyetin zıddı olan tüm manallardan münezzehtir.


BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Kul iki dünyasını da perişan edecek belaları celbeden günah ve isyanlardan kaçınmalıdır. Etrafına güven vermelidir. Kendisi ile mesaisi olan insanları müşküllerini çözmede minnetsiz yardımcı olmalıdır. Aleyhinde ittifak etmiş her zarar ettirici gaflette bırakıcı durumlardan uzak durmalıdır. Böylelikle insan Selâm isminin tecellisi ile daimi bir esenlik ve emniyet kazanabilir. Ulvi huylar edinebilir. Ve Elde ettiği bu keyfiyet ile diğer insanlarında selâmetli yolu bulmasına şefkatle çalışmalıdır.

….Ve sahil-i selâmet olan Dârüsselâma ümmet-i Muhammediyeyi (a.s.m.) çıkaran bir sefine-i Rabbâniyede çalışan hademeleriz. ( Yirmi Birinci Lem'a)

.

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL- MÜ’MİN

EL- MÜ’MİN

ANLAMI : Mahkukatına emniyet ve güven veren, inanan kullarını korku ve endişelerden emin kılan, Kendisine inanan kullarına iman nurunu ihsan eden, vaadinde sadık olan, sözünden dönemeyen anlamlarına gelir.

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ :

Allah’tan gelen emirleri tasdik etmek için,mü’milerde  bu ismin tecellisi lazımdır.Kendini güven içinde hissetmek,endişelerden kurtulmak,emniyet ve eman içinde Allah’ı tasdik etmek Mü’min isminin tecelisi iledir.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR:

Müslümanlık vasfı ekseriyet itibariyle dinimizin hüküm ve fiiller ile olan ilişkiyi ifade eder. Mü’min vasfı ise dinimizin iman ve inanç ile meseleleri ile ilgilidir. Mümin dinin tüm muhteviyatı ile kendini ifade ettiği herşeye karşı tasdik edici durumdadır. Bu bağlamda dinin hükümlerine uymak, emirlerini yapmak, inanç ve iman gereğine bağlı yaşamak gibi esas ve usul itaat ve tatbik bu ismin hakikatinin iktizasıdır. Çünkü bu esma niteliği ile bu itaat ve itminanı, güven ve emniyetle temin etmekle mütecellidir. Dolayısıyla EL Mü’min CC ile bu tecelliye mahzar olan mümin kula arasında bir birine mukabil bir durum söz konusudur. Mü’min ihsan ettiği ile mümin kulun musaddık olarak cevab-ı amelinin muktezisini oluşturur.


BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Kulun bu isimle ilgili en ehemmiyetli hasiyeti, İmanını ettiği, istinat ve itminan bulduğu, istimdat ettiği tüm esasat-ı imaniyeye karşı muhafazakar davranmak imanını gaflet saikasıyla zarar etmekten, nurunu kaybettirmekten sakınmak hassasiyetini kazanmış olmaktır.

Mü’min vasıflarını anlatmak noktasında Kur’an- Kerimde bir çok ayet vardır.Yine bu konu ile ilgili olarak Mü’minun Suresinin ilk 10 ayeti Mü’minleri tarif noktasında işaret edilen bir noktadır.İlgili surenin ilk 10 ayet meali şöyledir:

Bismillâhirrahmânirrahîm

1.Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.

2.Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.

3.Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.

4.Onlar ki, zekâtı  öderler.

5.Onlar ki, ırzlarını korurlar.

6.Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

7.Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır.

8.Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.

9.Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.

10.İşte bunlar varis olanların ta kendileridir……………


.