Bediuzzaman Said Nursi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bediuzzaman Said Nursi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28.9.09

Cevat Rifat Atilhan Kaleminden Bediüzzman Hakkında..

Bediüzzaman Said Nur

Güzel Türk vatanının yetiştirip bütün beşeriyete örnek insan olarak hediye ettiği büyük dâhi, büyük mürşid ve muhteşem bir insanın ismidir. Doksan yılı dolduran hayatının her günü birer nur hâlesi, birer fazilet ışığı, bir azim ve iman halkası halinde Türk nesillerinin ruhlarına ve dimağlarına girmiş ve bu nur, senelerle birçok karanlık ruhları aydınlatarak onları doğru, güzel ve ışıklı yollara sevk etmiştir.

İlâhî bir zekânın remzi olan büyük Üstad Said Nur Hazretleri, Allah'ın müstesna bir lütuf ve keremi olan muhteşem dehasını mü'min bir azim ve celâdetle bu aziz milletin hayrı, terakkisi ve yükselişi uğruna harcamış ve onun nuru Türk hudutlarından taşarak komşu memleketlere, Pakistan ve Endonezya'ya kadar yayılmıştır.

Bu nurun ışığı ve insanlara bahşettiği ahlâk ve fazilet şulelerinin tek bir kıymet ve takdir ölçüsünde toplanması mümkün değildir.

Ondaki azim ve irade, ondaki yüksek kanaat ve üstün insan vasfı, hepimiz için örnek teşkil edecek kadar büyüktür.


Yalnız biz değil, yalnız Müslümanlar değil, bütün insanlık bu büyük insanın şahsiyetinde asalet ve necabetin, ahlâk ve faziletin ve bilhassa yüksek imanın bütün göz kamaştırıcı enmuzeçlerini temaşa edebilir. Bütün Türk çocukları, vatanlarının bu kadar ilâhî bir zekâya, bu kadar muhteşem bir şahsiyete, bu kadar temiz bir insana beşik vazifesi gördüğüne iftihar edebilirler.

Evvelki gün onun bir mahkemesi vardı. Bu mahkemeden iki şey öğrendik: Biri, asil ve genç Türk neslinin fazilet ve ulüvv-ü ahlâka, yüksek inanç ve iradeye olan derin saygısı ve yüksek alâkası... Diğeri de, lükslerini, zenginliklerini, rütbe ve mevkilerini ve bugünkü fâni ve sefil varlıklarını Türk milletinin sefalet ve geriliğinde arayan ve zehirli ilhamlarını ve direktiflerini ve kuvvetlerini milletlerarası gizli, devirici ve bozguncu Türk düşmanlarından alan bir soysuzlar ve nesepleri belirsiz insanların takındığı tavır. Binlerce münevver Türk gencinin teşkil ettiği büyük topluluktan bir miktar irkilerek zehirli, mel'un ve müfsit kalemlerini korkak ve titrek dahi olsa sinsi sinsi aleyhte kullanan ve artık modası geçmiş olan palavralarla bu kıymeti küçümsemek isteyen gürûh.

Şöyle bir mukayese yapabiliriz: Üstad-ı Âzamla—hâşâmason üstadı değil—muasır olan büyük adam ve Hindistan'ın kurtuluş rehberi Mahatma Gandi. Biri, İngiliz ceberutuna, İngiliz emperyalizmine ve onun korkunç istilâ ve istismarına baş kaldırmış ve yıllarca büyük dâvâsına hizmet ederek İngiltere'nin bütün haşmet ve kudretini, azîm iradesi önünde âciz ve meflûç bir hale getirmiştir. Bizim bu tipte yetiştirdiğimiz büyük insanın mücadele ve mesai hayatı ve şekli, birincisine çok benzemekle beraber, fazla olarak ona Cenab-ı Hakkın bahş buyurduğu Müslümanlık ve iman nuru da kendi ziyasını güneş gibi İslâm iklimlerine ve diyardan diyara aşırıp götürmüştür.

Arada sadece büyük ve şayan-ı esef bir fark vardır.

Bu fark, birincisine dört yüz milyona yakın bir insan topluluğunun gösterdiği sarsılmaz inanç, hürmet ve bağlılık... Bizimkine karşı da—mahdut bile olsa—bazı asalet fukarası soysuzların açığa vuran istihfaf ve sinsi hücumları.

Ya Rabbi! Neden bizi böyle her kıymet ve fazileti paçavraya döndürecek kadar pespâyeleştirdin? Biliyoruz, sana karşı günahımız çok ve büyüktür. Yeter, yâ İlâhî, yeter bu sukut bize!

 Cevat Rifat Atilhan

Ziya Nur Kaleminden ..

Bediüzzaman kimdir?

Bediüzzaman, mâhut ve mühlik uçurumlarla dolu olan içtimaî seyrimizi, mânevî değerler bakımından bir nur-u imanî ve ziya-yı irşadî ile taht-ı emniyete almaya çabalayan ve bu hususta bilmenin, kendi kendini idare etmek; bilmemenin, körü körüne idare olunmak hakikatine vücut vereceğini halk kitleleri arasında temessül ettiren insandır.

Bediüzzaman, ahlâkî kıymetler ve millî hasletlerin pozitif ilimlerle muvazi olarak kat-ı mesafe edemediğini, bu mânâ ve şekil muvacehesinde yetişen çöl kadar kuru ve boş ruhlarla bulanmış gençliğin, istikbalde milletimizin rüyet ufkunda bir kara belâ olacağı hakikat-i kat'iyesini gözlere sokan ve çare-i halâsı da gösteren kimsedir.

Bediüzzaman, şark ve garp arasındaki azîm mufarakatın, şahsiyet mefhumunun daralma ve genişlemesinden neş'et ettiğini gören ve asrın maymun taklitçiliğine varan şahsiyetsizliği önünde şahsiyet mefhumunun ilâhî yüksekliğini gönüllerin mihrak noktasında sembolleştirmeye tevessül eden âlimdir.

Bediüzzaman, hür adamların, hür memleketinin ilâhî kuruluş felsefesini, akıllara ve gönüllere nakşeden din adamıdır.

Bu necip millet, Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetine çok, ama çok muhtaçtır.

Hukuk Fakültesinden

 Ziya Nur

Cevdet Sezer Kaleminden Bediüzzaman Hakkında..

Bediüzzaman

Bergson Ahlâkla Dinin İki Kaynağı adlı son kitaplarından birisinde, bilhassa ahlâkın, bir insan cemiyetinde alçalmış vak'a derekesinden ulvî mefkûre seviyesine, ancak dindar ve temiz şahsiyetler sayesinde yükselebileceğini kaydeder.

Bu görüş, insanlık ve Müslümanlık tarihinde sayısız örneklerle her zaman tahakkuk eylemiştir. Zaten psikoloji ilmine dayanan terbiye san'atı, an'anevî yollarında bu umdeye tutunduğu ve yeni bir istikamet verilecek nesilleri bu kabil örnek insanları taklide sevk ettiği nispette, bizden evvelki devirlerde, bizden çok mes'ut insanlar yetiştirmiştir.

Bediüzzaman, hangi cemiyette ve hangi devirde yaşarsa yaşasın, işte bu işaret ettiğimiz örnek insan vasıflarını muhafaza eden temiz ve müstesna şahsiyetlerden birisidir. Türk milletini mahvetmek için casus ellerle perde arkasında yetiştirilmiş ve Türk milletini yalanla, dolanla her saniye aldatmayı kendine bir geçinme san'atı edinmiş bir sürü vatan haini ve millet düşmanı mahlûklar, bu temiz şahsiyetin yıllardan beri hayatını cendereye sokmuştur. Sorarız. (Fakat kime soracağız? Bu sorgudan da ne umacağız?) Bütün tarihimizde, her fırsatta, en korkunç ve amansız düşmanlığını ispat eden Fener Patrikleri muhteşem saraylarında saltanat sürerken, bu aziz toprağın asırlardan beri tapusunu, en az bin senelik bir mülkiyet hakkıyla etinde ve kalbinde taşıyan Bediüzzaman, bu fesat ocağının bir kapıcısı kadar da mı yaşamak hakkından mahrum kalsın?

Hangimiz, yaprakları arasında fikrî ve ruhî seyahatlere kalktığımız kitaplarımızın, ansızın mukaddes bilinen meskenimize tecavüz edilerek, odamızda baskına uğrayarak ellerimizden kapılıp gasp edilmesine tahammül edebiliriz? Böyle bir hareket, güya taklit edilen çağdaş medenî cemiyetlerden en geri kalanİspanya'da da vuku bulamaz; hele vukuundan sonra, nâmütenahi, asla tekerrür edemez.

Biz, Bediüzzaman'ın ilim, ahlâk, fazilet ve edep sıfatlarıyla bezenen temiz ve yüksek şahsiyetine gösterilen ve hele son günlerde bütün bütün şiddetlenen kötü muamelelerden ve bu muameleleri ona reva görenlerden nefret ediyoruz. Ahlâksızlık çirkefinin bir tufan halinde her istikamete taşıp uzanarak her fazileti boğmaya koyulduğu Türklerin bu kadar karanlık günlerinde onun feyzini bir sır gibi kalpten kalbe mukavemeti imkânsız bir hamle halinde intikal eder görmekle tesellî buluyoruz. Gecelerimiz çok karardı ve çok kararan gecelerin sabahları pek yakın olur.

إِنَّ اللهَ مَعَ الصَّابِرِينَ     1

Cevdet Sezer

Birtek gayem vardır:

Bir tek gayem vardır: O da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. 

Bu ses, âlem-i İslâmın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücâdele ederek gençleri ve Müslümanları imana dâvet ediyorum. 

Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedemle inşaallah Allah huzuruna girmek istiyorum. Bütün faaliyetim budur. Beni bu gayemden alıkoyanlar da, korkarım ki bolşevikler olsun. 
Bu iman düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız, el birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah'ın birliğine hizmet edeyim.


 Said Nursî

19.8.08

Bediüzzaman Said Nursi'nin Kronolojik Hayatı


bediüzzaman said nursi nin ile ilgili görsel sonucuBediüzzaman Said Nursi

1877 Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin, Sofi Mirza Efendi ve Nuriye Hanım’ın 4. çocukları olarak Bitlis’in Hizan kazasına bağlı Nurs Köyü’nde tevellüd edişi.
1897 Said Nurs’nin, Vali Hasan Paşa'nın daveti üzerine Van'a gidişi.
Müsbet ilimleri tetkik edip kısa zamanda her birisine vâkıf olması.
"Bediüzzaman" lâkabının verilmesi. 80 – 90 cilt kitabı, üç ayda bir defa ezberden tekrarlaması.
1900 İngiliz Müstemlekât Nazırı Gladiston'un gazetelerde çıkan konuşması ve Bediüzzaman'ın ruhunda meydana getirdiği feveran ve gayret.
1907 Bediüzzaman’ın İstanbul'a, Şark'ta üniversite açtırmak niyetiyle gelmesi.
Kaldığı yerin kapısına "Her suale cevap verilir" levhasını asıp, âlimleri sual sormaya dâvet etmesi.
Sultan II. Abdülhamid'e Şark'ta üniversite açtırmak için müracaatı.
Yıldız Divan-ı Harbi'ne verilmesi.
1909 31 Mart Hadisesi’nde Bediüzzaman'ın yatıştırıcılığı.
İsyan etmiş olan sekiz tabur askeri itaate getirmesi.
Bediüzzaman'ın Divan-i Harb'e verilmesi.
Divan-i Harb'te beraat edişi ve serbest bırakılması.
1910Divan-i Harb'ten beraat eden Bediüzzaman'ın, Van'a gitmek üzere İstanbul'dan ayrılması.

1911Şam'a gelişi ve Câmi-i Emeviye'de muhteşem bir hutbe irad etmesi.
Sultan Reşad'la beraber Rumeli seyahatine çıkması.
1913Bediüzzaman’ın Van'a gitmesi ve Şark üniversitesinin temelini attırması.
1915 Milis Kumandanı Bediüzzaman, Pasinler Cephesi’nde Ruslarla çarpışması.
1916 Bediüzzaman'ın Ruslara esir düşmesi.
1918 Bediüzzaman'ın Kosturma'dan firar edişi.
17 Haziran 1918 Bediüzzaman'ın Varşova, Viyana ve Sofya yoluyla İstanbul'a avdeti.
Enver Paşa'nın vazife teklifini kabul etmeyen Bediüzzaman'a, Harbiye Nezareti’nin ikramiye ve harp madalyası vermesi.

13 Ağustos 1918 Ordu-yu Humayun'un tavsiyesiyle Dâr-ül Hikmet'e âzâ oluşu.
1919/ 19 Nisan 1919: Bediüzzaman'ın Dâr-ül Hikmet'ten altı ay izne ayrılması.
Sultan Vahdeddin’in, Bediüzzaman'a "Mahreç" payesi vermesi.
1920İngiliz işgaline karşı Hutuvat-i Sitte’yi neşrederek mücadele etmesi.
Bediüzzaman'ın Anglikan Kilisesi'ne cevabı.
Bediüzzaman’ın, Kuvâ-yı Milliye’yi desteklemesi.
1922 Bediüzzaman’ın İstanbul'dan Ankara'ya gitmesi.
9 Kasım 1922 Bediüzzaman'a Meclis'te hoşâmedî yapılması.
1923/ 19 Ocak 1923  Bediüzzaman’ın Meclis'te mebuslara hitaben 10 maddelik bir beyanname neşretmesi.
17 Nisan 1923  Ankara'da umduğunu bulamayan Bediüzzaman'ın Van'a gitmek üzere yola çıkması.
1925 – 1927 Bediüzzaman'ın Van'dan nefyi.
Aynı sene içinde Bediüzzaman Van'dan İstanbul'a, oradan da Burdur'a getiriliyor.
Isparta'da bir müddet kalan Bediüzzaman’ın, önce Eğridir, oradan da Barla'ya getirilmesi.
Risale-i Nur'lar telif edilmeye başlanıyor.
1934 Barla'dan alınan Bediüzzaman'ın Isparta'ya getirilişi.
1935/ 27 Nisan 1935 Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya ve Jandarma Umum Kumandanı’nın askerî bir kıt'a ile Isparta'ya gitmesi ve Bediüzzaman’ın tevkif edilmesi.
Tevkif edilen Bediüzzaman ve talebeleri’nin, muhakeme edilmek üzere Eskişehir'e götürülmesi.
1936 /27 Mart 1936 Tahliye edilen Bediüzzaman’ın, Kastamonu'da ikamete mecbur edilimesi.
Üç ay karakolda kalan Bediüzzaman’ın, karakol karşısında bir eve yerleştirilmesi.
1943/27 Eylül 1943: Bediüzzaman'ın tevkif edilerek Çankırı yoluyla Ankara'ya getirilmesi.
1944 Denizli Mahkemesi’nin başlaması.

15 Haziran 1944: Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Bediüzzaman'ın beraatını ilan etmesi.
Ağustos 1944 sonlarında Ankara'dan gelen emirle Bediüzzaman’ın Emirdağ'da ikamete mecbur edilmesi.
1948/23 Ocak 1948: Emirdağ'da kış ortasında Bediüzzaman ve talebelerinin tevkif edilişi ve Afyon mahkemesine sevki.
6 Aralık 1948: Afyon Mahkemesinin mevhum ve mesnetsiz iddialarla Bediüzzaman ve talebelerine mahkûmiyet kararı verişi ve temyiz.
1949/ 20 Eylül 1949: Halkın tezahüratına mâni olmak için Bediüzzaman’ın Afyon hapishanesinden gece yarısı tahliye edilmesi.

20 Kasım 1949: Bediüzzaman'ın tekrar Emirdağ'a getirilişi.
1952/Ocak 1952'de Gençlik Rehberi mahkemesi için Bediüzzaman’ın İstanbul'a gitmesi.
22 Ocak 1952: Gençlik Rehberi mahkemesinin ilk duruşması.
5 Mart 1952: Bediüzzaman'ın Gençlik Rehberi davasından beraatı.
Nisan1953 : Bediüzzaman’ın tekrar Emirdağ'a gidişi.
Mayıs 1953: Tekrar İstanbul'a giden Bediüzzaman'ın üç ay kadar İstanbul’da kalması.
Bediüzzaman'ın Patrik Athenagoras'la görüşmesi.
Onsekiz yıllık ayrılıktan sonra Barla'ya tekrar gidişi.
1956/23 Mayıs 1956: Sekiz senedir devam eden Afyon Mahkemesinde Risale-i Nurların beraatı ve iade edilmesi.

1957 – 1958 Nur Risaleleri’nin ve bu arada Tarihçe-i Hayat'ın matbaalarda neşredilmesi.
1960/ 23 Mart 1960 Çarşamba: Bediüzzaman’ın, Ramazan'ın 25. günü, gece saat 03.00 civarında bu fani âleme veda edişi.
12 Temmuz 1960 Salı: Mezarı açılan Bediüzzaman'ın naaşı, Şanlıurfa’daki mezarından çıkarılarak askerî bir uçakla Isparta’ya götürülmesi.

Bediüzzaman Said Nursi’nin Hayatı Boyunca Ayak Bastığı Yerler

1877: Türkiye – Bitlis’in Hazan kazasının Nurs Köyü’nde Doğdu.
1897: Türkiye – Van.
1900: Türkiye – İstanbul.
1910: Türkiye – İstanbul’dan Van’a geri dönüş.
1911: Suriye – Şam’a gidiş, Hutbe-i Şamiye’nin iradı.
1911: Rumeli Seyahati.
1913: Türkiye – Van’a tekrar gidiş, üniversite temeli atış.
1915: Türkiye – Erzurum – Pasinler Cephesinde I. Dünya Savaşı’na katılış.
1916: Türkiye – Erzurum – Pasinler’de (???) esir düşer, Rusya – Kosturma’ya götürülür.
1918: Rusya – Kosturma’dan firar eder.
1918: Rusya – Varşova, Almanya – Viyana, Bulgaristan – Sofya ve Türkiye – İstanbul’a ulaşır.
1922: Türkiye – Ankara’ya gizli şifre ile çağrı üzerine gider.
1923: Türkiye – Van’a geri döner.
1925: Türkiye – Van’dan nefyedilir.
1925 – 1927: Türkiye – İstanbul ve oradan da Burdur’a götürülür.
1925 – 1927: Türkiye – Burdur’dan Isparta, Eğirdir ve Barla’ya götürülür.
1934: Türkiye – Isparta’ya sürgün edilir.
1935: Türkiye – Isparta’dan Eskişehir’e götürülür.
1936: Türkiye – Eskişehir’den Kastamonu’ya gönderilir.
1943: Türkiye – Çankırı yoluyla Ankara’ya götürülür.
1944: Türkiye – Denizli Mahkemesi.
1944: Türkiye – Tekrar Emirdağ’a gider.
1948: Türkiye – Emirdağ’dan kışın ortasında Afyon’a götürülür.
1949: Türkiye – Afyon’dan gece tekrar Emirdağ’a gönderilir.
1952: Türkiye – İstanbul’a Gençlik Rehberi Mahkemesi için gelir.
1953: Türkiye – İstanbul’dan Emirdağ’a gider. (Nisan 1953).
1953: Türkiye – Emirdağ’dan 3 aylığına İstanbul’a tekrar gider. (Mayıs 1953).
1953: Türkiye – Isparta – Barla’ya 18 yıllık ayrılıktan sonra tekrar geri döner.
1956: Türkiye – Afyon Mahkemesi’nden Beraat eder.
1960: Türkiye – Şanlıurfa’da vefat eder.

Ruhlarına Fatiha

...