7.3.13

Bismillahirrahmanirrahim



وَيُمِيتُ Yani, mevti veren Odur. 
Yani, hayat vazifesinden terhis eder, 
fâni dünyadan yerini tebdil eder,
külfet-i hizmetten âzâd eder.
Yani, hayat-ı fâniyeden, seni hayat-ı bâkiyeye alır. İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki:
Sizlere müjde!
Mevt idam değil,
hiçlik değil,
fenâ değil,
inkıraz değil,
sönmek değil,
firak-ı ebedî değil,
adem değil,
tesadüf değil,
fâilsiz bir in’idam değil.
Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından
bir terhistir,
bir tebdil-i mekândır.
Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine
bir sevkiyattır.
Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha
bir visal kapısıdır.
(Mektubat, Yirminci Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
âzâd : serbest bırakma
Fâil-i Hakîm-i Rahîm : herşeyi sonsuz hikmet ve rahmetle yapan Allah
fenâ : son bulma, yok oluş
firak-ı ebedî : sonsuz ayrılık
hayat-ı bâkiye : devamlı ve kalıcı hayat
hayat-ı fâniye : gelip geçici hayat
in’idam : yok oluş
inkıraz : son bulma
külfet-i hizmet : hizmet yükü
Mevt: Ölüm. Âhirete göç. Dünyadan gitmek
tebdil : değiştirme
tebdil-i mekân : mekân değişikliği