“ Bismillâhirrahmânirrahim..”
138 - *RAVZA-İ PÂK-İ AHMED* *(A.S.M)*
Anlamı: Hz. Muhammed'in (A.S.M.)
tertemiz makamı…
Ol Ravza-i Pâk-i Ahmedi (a.s.m.)
göster bize bir dem,
Artık olalım hep ona kurban, yine Ey
nur-u Samedânî!.. Emirdağ L.
*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*
*Bismillâhirrahmânirrahîm*,
… Ezcümle: Kâinatta görünen hüsn-ü
san’at dahi risalet-i Ahmediyeye (a.s.m.) delâlet ve şehadet eden kat’î bir
delildir. Zira, şu ziynetli masnuatın cemâli, hüsn-i san’at ve ziyneti izhar
eder. San’at ve suretin güzelliği, Sânide güzelleştirmek ve ziynetlendirmek
isteği mevcut olduğuna delâlet eder. Güzelleştirmek ve zînetlendirmek
sıfatları, Sâniin san’atına olan muhabbetine delâlet eder. Bu muhabbet ise,
masnuatın en ekmeli insan olduğuna delildir. Çünkü o muhabbetin mazhar ve
medarı insandır. İnsan dahi masnuatın en câmi ve en garibi olduğundan, şecere-i
hilkate bir semere-i şuuriyedir. İnsan bir semere gibi olduğu cihetle kâinatın
eczası arasında en câmi ve baîd bir cüzdür. İnsan zîşuur ve câmi olduğu
cihetle, nazarı âmm, şuuru küllî olur. Nazarı âmm olduğundan şecere i hilkati
tamamıyla görür, şuuru da küllî olduğundan, Sâniin makasıdını bilir. Öyleyse,
insan Sâniin muhatab-ı hâssıdır.
Evet, âmm ve şumullü olan nazar ve
şuurunu Sâniin ibadetine ve muhabbetine sarf ve san’atını istihsan, takdir ve
teşhirine tevcih ve nimetlerinin şükrüne istimal eden bir fert, verdiği
nimetlere karşı şükür isteyen ve yarattığı mahlûkatı ibadete, şükre davet eden
Sâniin has muhatap ve habibidir.
Ey insanlar! Zikredilen ahval ve
şuûnatla muttasıf olan Hazret-i muhammed’in (a.s.m.), Sâniin o ferd-i ferid
dediğimiz muhatab-ı hassı olmamasına imkân var mıdır? Ve tarihinizin gösterdiği
nev-i beşerden en büyük insanlar arasında, bu makama daha lâyık diğer bir şahıs
var mıdır?
*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİMDEN/SIFATTAN
HİSSEMİZ;*
… Hiç mümkün müdür ki, bin üç yüz elli senede, her vakitte, nev-i beşerden üç
yüz milyon, cin ve ins ve melek ve ruhaniyattan had ve hesaba gelmez mübarek
zatlar, bil’ittifak zât-ı muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında rahmet-i
uzmâ-yı İlâhiye ve saadet-i ebediye ve husul-ü maksud için duaları nasıl kabul olmasın?
Hiçbir cihetle mümkün müdür ki, o duaları reddedilsin?
Madem bu kadar külliyet ve vüs’at ve
devam kesb edip lisan-ı istidat ve ihtiyac-ı fıtrî derecesine gelmiş. Elbette o
zât-ı muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, dua neticesi olarak öyle bir makam
ve mertebededir ki, bütün ukul toplansa, bir akıl olsalar, o makamın hakikatini
tamamıyla ihata edemezler. İşte, ey Müslüman, senin rûz-i mahşerde böyle bir
şefîin var. Bu şefîin şefaatini kendine celb etmek için, sünnetine ittibâ et. Mektubat