“ Bismillâhirrahmânirrahim..”
109 - *MÜEZZİN-İ A'ZAM* *(A.S.M)*
Anlamı: Hak ve hakikatin en büyük
ilân edicisi olan Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.
…*Mahlûkatın reisi ve resulü, bütün
enbiya, evliya, melâike ile birlikte her şeyin sânii Allah olduğuna ilân-ı
şehadet ediyorlar*... Mesnevi-i Nuriye
…Nev-i beşer, kendi muhakkikleriyle
bahusus hatib-i beliği ki; şems gibi kendi kendine burhan olan muhammed’in
(a.s.m.) lisân-ı fasihânesiyle hakdan geldiğini ilân ediyor. Ve Zât-ı Zülcelâl,
kendi Kur’ân’ının lisân-ı beliğânesiyle ol Nebiy-yi Ümmînin fermân-ı risaletini
cin ve inse işittiriyor… Şuâât
*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*
… *Salavat-ı bînihaye, ol Server-i
Kâinat ve Fahr-i Âleme hediye olsun ki, âlem, envâ ve ecnâsıyla onun risaletine
şehadet ve mu’cizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği metâ-ı âlîye
dellâllık ediyor*. Muhakemat
… *Bak Müezzin-i âzama:
Muhammedü’l-Hâşimî (a.s.m.) davet eder insanı âlem-i nur-u envere. İlzam eder
niyaz ile namazı*… Lemaat
… tevhid-i hakikîyi bütün
meratibiyle en mükemmel bir surette ders veren, ispat eden, ilân eden Muhammed Aleyhissalâtü
Vesselâmın … Lem’alar
… Arkadaş! O hutbe-i ezeliyeyi okuyan zât,
kâinatın kemâlâtını keşfeden canlı bir güneştir; saadet-i ebediyeyi ihbar ve
tebşir ediyor. Nihayetsiz rahmeti keşfetmiş, ilân ediyor. Saltanat-ı
Rububiyetin mehâsininin dellâlı ve esmâ-i İlâhiyenin gizli definelerinin
keşşâfıdır… Sözler
“*İşittik ve itaat ettik*.” Bakara
Sûresi, 2:285
*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU
İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*
… Ey muhataplarım! Ben çok
bağırıyorum. Zira asr-ı sâlis-i aşrın (yani on üçüncü asrın) minaresinin başında
durmuşum; sûreten medenî ve dinde lâkayt ve fikren mazinin en derin derelerinde
olanları camie dâvet ediyorum… Münâzarat/Bediüzzaman
İ’lem eyyühe’l-aziz! Kabir, âlem-i
âhirete açılmış bir kapıdır. Arka ciheti rahmettir, ön ciheti ise azaptır.
Bütün dost ve sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar. Senin de onlara
iltihak zamanın gelmedi mi? Ve onlara gidip onları ziyaret etmeye iştiyakın yok
mudur? Evet, vakit yaklaştı. Dünya kazûratından temizlenmek üzere bir gusül
lâzımdır. Yoksa, onlar istikzar ile ikrah edeceklerdir.
Eğer İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî
bugün Hindistan’da hayattadır diye ziyaretine bir dâvet vuku bulsa, bütün
zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim. Binaenaleyh,
İncil’de “Ahmed,” Tevrat’ta “Ahyed,” Kur’ân’da “Muhammed” ismiyle müsemmâ iki
cihanın güneşi, kabrin arka tarafında milyonlarca Farukî Ahmed’lerle muhat
olarak sâkindir. Onların ziyaretlerine gitmek için niye acele etmiyoruz? geri
kalmak hatâdır… Mesnevi-i Nuriye