“ Bismillâhirrahmânirrahim..”
45 -* BÜTÜN EVLİYAYA SEYYİD * *(A.S.M)*
Anlamı: Nefsine değil, dâimâ Cenab-ı
Hakk'ın rızâsına tâbi olmağa çalışan, ibâdet ve taatta, takvâ,sünnet-i seniyeye
ittiba ve riyâzatda çok yüksek mertebelere ulaşıp Allahın (C.C.) mahbubu ve
karibi (yakını)olan büyük ve ender zâtların efendisi olan Hz. Muhammed
A.S.M
………..bütün evliyaya seyyid, bütün
enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri….Sözler
………. o, bütün resullerin seyyididir, bütün enbiyanın imamıdır, bütün asfiyanın
serveridir, bütün mukarrebînin akrebidir, bütün mahlûkatın ekmelidir, bütün
mürşidlerin sultanıdır…Sözler
*Ya Rab! Yanımızda elçiniz ve
dergâhınızda elçimiz olan reisimize merhamet et ki, bize sirayet etsin.*
*BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;*
….*bütün evliyaların sultanı, umum
mü’minlerin imamı, umum ehl-i Cennetin reisi ve umum melâikenin makbulü olan
zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.)* …..Sözler
… *Seyyidimiz muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Avânesi ise, enbiya
aleyhimüsselâmdır. Ve şakirtleri ise evliya ve asfiyadır*….Sözler
…. bütün güzel sözler, güzel
mânâlar, harika güzel cemaller ve bütün kâinatın yüzünde cemalleri görünen
ezelî Esma-i Hüsnânın cilveleri ve başta enbiyalar, evliyalar, asfiyalar olarak
bütün ehl-i imanın imanları ile kâinatın ve mahlûkatın görünen güzellikleri ve
ehl-i imanın imanlarından neş’et eden güzel sözler, hamdler, şükürler,
tevhidler, tehliller, tesbihler, tekbirler*Güzel sözler Ona yükselir*..Fâtır
Sûresi, 35:10. sırrı ile Arş-ı Âzam tarafına giden o kelimat-ı tayyibeleri ve
dünyanın üç adet yüzünden gayet güzel olan esmâ-i İlâhiyeye âyinelik eden
birinci yüzündeki hadsiz güzellikler, tayyibeler; ve dünyanın âhiret tarlası
olan ikinci yüzündeki hadsiz hasenatlar, hayırlar ve mânevî meyveler ve
güzellikler, tamamıyla, Ezel-Ebed Sultanı Kadîr-i Zülcelâle mahsustur diye, nar
ve nur unsurunun bu küllî diliyle bu küllî ubudiyeti, Mâbud-u Zülcelâle takdim
etmek mânâsında olarak, Fahr-i Kâinat Aleyhissalâtü Vesselâm, umum mahlûkat
hesabına” ettayyibat”demiş….Şualar
… Seyyidimiz muhammedü’l-Emin Aleyhissalâtü Vesselâm, bütün enbiyayı sâyesi
altına alan risalet cenâhı ve bütün âlem-i İslâmı himayesine alan İslâmiyet
cenahlarıyla, hakikatin tabakatında uçan ve bütün enbiya ve mürselîni, bütün
evliya ve sıddıkîni ve bütün asfiya ve muhakkıkîni arkasına alıp, bütün
kuvvetiyle vahdâniyeti gösterip, arş-ı ehadiyete yol açıp gösterdiği iman-ı
billâh ve ispat ettiği vahdâniyet-i İlâhiyeye, hiç vehim ve şüphenin haddi var
mı ki kapatabilsin ve perde olabilsin?...Sözler
….Hem yüzer mu’cizât-ı bâhiresine ve
âyât-ı kàtıasına istinaden, başta Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve
Kur’ân-ı Hakîmin olarak, bütün ervâh-ı neyyire ashâbı olan enbiyalar ve kulûb-u
nuraniye aktâbı olan evliyalar ve ukul-ü münevvere erbabı olan asfiyalar, bütün
suhuf ve kütüb-ü mukaddesede, Senin çok tekrar ile ettiğin vaadlerine ve
tehditlerine istinaden ve Senin kudret ve rahmet ve inayet ve hikmet ve celâl
ve cemâlin gibi kudsî sıfatlarına ve şe’nlerine ve izzet-i celâline ve
saltanat-ı rububiyetine itimaden ve keşfiyat ve müşahedat ve ilmelyakîn
itikadlarıyla saadet-i ebediyeyi cin ve inse müjdeliyorlar ve ehl-i dalâlet
için Cehennem bulunduğunu haber verip ilân ediyorlar ve iman edip şehadet
ediyorlar….Münacat
….Ey müstemi! Şu acip kâinat-ı azîme
bir insanın cüz’î mahiyetinden halk olunmasını istib’âd etme. Bir nevi âlem
gibi olan muazzam çam ağacını, buğday tanesi kadar bir çekirdekten halk eden
Kadîr-i Zülcelâl, şu kâinatı nur-u muhammedîden (Aleyhissalâtü Vesselâm) nasıl
halk etmesin veya edemesin? İşte, şecere-i kâinat, şecere-i tûbâ gibi, gövdesi
ve kökü yukarıda, dalları aşağıda olduğu için, aşağıdaki meyve makamından, tâ
çekirdek-i aslî makamına kadar nuranî bir hayt-ı münasebet var.
İşte, Mirac, o hayt-ı münasebetin
gılâfı ve suretidir ki, zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm o yolu açmış,
velâyetiyle gitmiş, risaletiyle dönmüş ve kapıyı da açık bırakmış. Arkasındaki
evliya-yı ümmeti, ruh ve kalble, o cadde-i nuranîde, Mirac-ı Nebevînin
gölgesinde seyr ü sülûk edip istidatlarına göre makamat-ı âliyeye çıkıyorlar….Sözler
…Tevrat’ta Fâran Dağlarından zuhur
eden Peygamberin Sahabeleri hakkında şu âyet var: “Kudsîlerin bayrakları
beraberindedir. Ve onun sağındadır.” “Kudsîler” namıyla tavsif eder. Yani,
“Onun Sahabeleri kudsî, salih evliyalardır.”…..Mu’cizat-ı Ahmediye A.S.M
*Allah’ım, Senin kulun ve resulün
olan efendimiz Muhammed’e ve onun bütün âl ve ashabına salât eyle*. Barla
Lâhikası
*SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU
İSİMDEN/SIFATTAN HİSSEMİZ;*
… Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, tevhid ve ferdiyeti pek çok tekrarla, kuvvetli bir
hararetle, yüksek bir halâvetle ders verdiği gibi, bütün enbiya ve asfiya ve
evliya, en büyük zevklerini ve saadetlerini, kelime-i tevhid olan Lâ ilâhe illâ
Hû’da buluyorlar….Lem’alar