“
Bismillâhirrahmânirrahim..”
3- ZÂT-I MÜBAREK (A.S.M)
Anlamı: Kendisinde İlâhi hayır bulunan. Maddi manevi
berekete mazhar olmuş. Mes’ud olan ve mesudiyetini yansıtan. Hürmete layık olan
ve hürmet gören Zat-ı Muhammed A.S.M
BU İSMİN/SIFATIN HAKİKATİNE DAİR;
Bu parça altın ve elmasla yazılsa liyakati var.
Evet, sabıkan bahsi geçmiş: Avucunda küçük taşların zikir ve
tesbih etmesi, “(Ey Muhammed) attığın zaman da sen atmadın…” Enfal Sûresi,
8;17. sırrıyla, aynı avucunda, küçücük taş ve toprak, düşmana top ve gülle
hükmünde, onları inhizâma sevk etmesi, “Ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1. nassı
ile, aynı avucunun parmağıyla kameri iki parça etmesi, ve aynı el, çeşme gibi
on parmağından suyun akması ve bir orduya içirmesi, ve aynı el, hastalara ve
yaralılara şifa olması, elbette o mübarek el, ne kadar harika bir mu’cize-i
kudret-i İlâhiye olduğunu gösterir. Güya, ahbap içinde o elin avucu küçük bir
zikirhane-i Sübhânîdir ki, küçücük taşlar dahi içine girse zikir ve tesbih
ederler. Ve a’dâya karşı küçücük bir cephane-i Rabbânîdir ki, içine taş ve
toprak girse, gülle ve bomba olur. Ve yaralılar ve hastalara karşı küçücük bir
eczahane-i Rahmânîdir ki, hangi derde temas etse, derman olur. Ve celâl ile
kalktığı vakit, kameri parçalayıp, Kàb-ı Kavseyn şeklini verir. Ve cemâl ile
döndüğü vakit, âb-ı kevser akıtan on musluklu bir çeşme-i rahmet hükmüne girer.
Acaba böyle bir zâtın birtek eli böyle acip mu’cizâta mazhar ve medar olsa, o
zâtın, Hâlık-ı Kâinat yanında ne kadar makbul olduğu ve dâvâsında ne kadar
sadık bulunduğu ve o el ile biat edenler ne kadar bahtiyar olacakları, bedâhet
derecesinde anlaşılmaz mı?
SÜNNET-İ SENİYE NOKTASINDA BU İSİM/SIFATTAN HİSSEMİZ;
..Öyle de, tahiyyatın hülâsası olan – ‘el mübarekat’ (Mübarek şeyler,
tebrik ve berekete sebep olan yaratıklar) – kelimesiyle de, *bütün medar-ı
bereket ve tebrik ve bârekâllah dediren ve mübarek denilen ve hayatın ve
zîhayatın hülâsası olan mahlûklar, hususan tohumların ve çekirdeklerin,
danelerin, yumurtaların fıtrî mübarekiyetlerini ve bereketlerini ve
ubudiyetlerini* temsil ederek, o geniş mânâ ile söylüyor….Altıncı Şua
…..Evet, nimet içinde in’âm görünür, Rahmân’ın iltifatı
hissedilir. Nimetten in’âma geçsen, Mün’imi bulursun. Hem, her eser-i Samedânî,
bir mektup gibi, bir Sâni-i Zülcelâlin esmâsını bildirir. Nakıştan mânâya
geçsen, esmâ yoluyla Müsemmâyı bulursun….Sözler
.
.