19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ES-SAMED

ES-SAMED

ANLAMI: Her şey ona muhtaçtır. O her şeyden müstağnidir ve her ihtiyaç için başvurulan yegâne merci, tek halâskâr’dır.

"De ki; O, Allah'dır, bir tektir. Allah Sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir.) Doğurmadı ve doğurulmadı. Kimse de O'nun dengi değildir." (İhlâs sûresi /1-4.)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsan ve yaratılan her şey, herşeyi ile Allah’a C.C muhtaçtır. O ise ihtiyaç sahibi olmaktan münezzeh ve Müberra’dır. Kul bu ismin tecellisi ile tüm hacetini merci-i hakikiyeden giderirken, mahlûkata arz-ı hacet etmekten de Samed esmasının emanına sığınır. Ve insanın anne karnındaki masumiyete olan mazhariyetinde, tüm muhtaç olduğu şeylerin karşılandığı samediyet tecellisine, hayatının diğer safhalarında teslimiyette muvaffak olsa, letaifi ve kuvvalarının safiyetine nail olur.

“Namımı, defter-i uşşakından ihraç eyleme, / Kendi muhtacını, muhtacına muhtaç eyleme.” Ehl-i Aşk Dualarından…

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Bu esmanın tecellisinde insan hayatını ilgilendiren birçok sır bulunmaktadır. Bu esmanın açtığı hacet ve kifayet kapısı tüm ihtiyaçları karşılayacak bir ganinin her şeyden müstağni olduğu bir kapıdır. Dolayısıyla gerek lisan-ı kal ile gerekse hâl ile olsun tüm acziyet ve fakriyet bu sofradan beslenir…

O ise tüm noksan sıfatlar ve bu manayı ima eden isnatlardan beridir. Hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır. Tüm varlıklarının ihtiyaçlarını o deruhte eder. Yegâne sığınılacak olandır. Mahlûkatına habir ve basirdir. Her şeye gücü yeten muktedirdir. Rahmet, şefkat, inayet sahibi Veli ve Vekildir.

“Ey hadsiz acz ve nihayetsiz fakr içinde yuvarlanan biçare insan! Rahmet ne kadar kıymettar bir vesile ve ne kadar makbul bir şefaatçi olduğunu bununla anla ki:

O rahmet, öyle bir Sultan-ı Zülcelâle vesiledir ki, yıldızlarla zerrat beraber olarak, kemâl-i intizam ve itaatle beraber ordusunda hizmet ediyorlar. Ve o Zât-ı Zülcelâlin ve o Sultan-ı Ezel ve Ebedin istiğnâ-yı zâtîsi var. Ve istiğnâ-yı mutlak içindedir. Hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata ihtiyacı olmayan bir Ganiyy-i Ale’l-Itlaktır. Ve bütün kâinat taht-ı emir ve idaresinde ve heybet ve azameti altında nihayet itaatte, celâline karşı tezellüldedir.

İşte rahmet seni, ey insan, o Müstağnî-yi Ale’l-Itlak’ın ve Sultan-ı Sermedînin huzuruna çıkarır ve O'na dost yapar ve O'na muhatap eder ve sevgili bir abd vaziyetini verir….Lem’alar

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Bu isimden müstefid bir insan herşeyi ile Allah’a güven içinde olur ve tüm maddi manevi ihtiyaçları için yalnızca ondan beklenti içindedir. Sebepleri kudret elinin perdesi görüp haddi aşacak yönelişlerde bulunmaz. Bu ulvi münasebetin hayatı olan takvayı dünyasına hâkim yaparak, günahlardan ve hatalardan uzak durarak hakkındaki inayetin hakkını vermeye çalışır. Daim şükür üzerine olur.

İçtimai tezahür noktasında ise, Gerek dili ile gerek eli ile İnsanların ihtiyaçlarını görmek, güven duyulan bir insan olmak bu ismin tecellisinden elde edilen kazanımlardandır.

"Ebed ve ebedî olan Allah'ı tesbih ederim. Bir ve tek olan Allah'ı tesbih ederim. Tek ve her şey kendisine muhtaç olan Allah'ı tesbih ederim. Semayı direksiz yükselten Allah'ı tesbih ederim. Yeryüzünü donmuş su üzerine yayan Allah'ı tesbih ederim. Mahlûkatı yaratan ve onları çeşitlendiren Allah'ı tesbih ederim. Rızkı taksim eden, hiçbir canlıyı unutmayan Allah'ı tespih ederim. Eş ve çocuk edinmeyen Allah'ı tespih ederim. Doğurmamış, doğrulmamış ve hiçbir şey de kendisine denk olmayan Allah'ı tespih ederim. Beni gören, yerimi bilen, beni rızıklandıran ve beni unutmayan Allah'ı tespih ederim." İmam-ı Â'zam R.A


.