18.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-VÂRİS

EL-VÂRİS

ANLAMI: Ezeli ve ebedi malikiyetiyle, tüm eşyanın varlığında da nihayetinde de sahibi, tek varisi olandır.

"Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Âl-i İmrân sûresi / 180)

“Biz, refahından şımarıp azmış nice şehri helâk ettik. İşte meskenleri; kendilerinden sonra bunların pek azında oturuldu. (Onlara) biz vâris olmuşuzdur.” (Kasas / 58)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Bu ismin mümin bir insana mutlak veraset yoluyla tek intikal eden ve onun için tümüyle hayır getiren yegâne miras Sünnet-i Seniyedir. Ve ittiba-i sünnet ile bu sermayeyi azime’den ziyade istifade eder… Buna muvaffak olan kişiler bu ismin bereketli taallukundan müstefid olurlar…

Bununla birlikte, Peygamberimize A.S.M varis olanlardan (Alimler peygamberlerin varisleridir.Hz Muhammed A.S.M) intikal eden hizmetlere, talim ve derslere varis olmakta, dolayısıyla yine Efendimizin mirasından hissedar olmak anlamına gelir…

Bir başka ibret açısı:

"Ölüyü üç şey takip eder, kabre kadar gider de ikisi tekrar geri döner. Biri orada onunla beraber kalır. Ölüyü ailesi, malı ve ameli takip eder. Neticede ailesi ve malı geriye döner de, kendisiyle beraber sadece ameli kalır." Hz.Muhammed A.S.M

Bir başka şükür ve dikkat kapısı:

“Fesübhanallah, Cenab-ı Hakkın insanlara fazl ve keremi o kadar büyüktür ki, insana vedia olarak verdiği malı, büyük bir semeni ile insandan satın alır, ibka ve himaye eder. Eğer insan o malı temellük edip Allah’a satmazsa, büyük bir belâya düşer. Çünkü o malı uhdesine almış oluyor. Halbuki kudreti taahhüde kâfi gelmiyor. Çünkü, arkasına alırsa, beli kırılır, eliyle tutarsa, kaçar, tutulmaz. En nihayet meccânen fena olur gider, yalnız günahları miras kalır….Mesnevi-i Nuriye

Miras-ı Diniye ve İmanı muhafaza edenler Müjde:

"O cennet ki, biz kullarımızdan takvâ sahiplerini ona vâris kılacağız." (Meryem sûresi / 63)

“Sizin varis kılındığınız işte bu cennettir.” ( Zuhruf 43-72)

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Her şeyin sahib-i hakikisi O’dur. Aleme koymuş olduğu kanunlar ile gidenler yerine gelenleri muvakkaten varis kılan O’dur. Vazifesini itmam edenlerden sonra her şey onun tasarrufuna kalır…

…………… Hem bütün alâkadar olduğun ve zevâlleriyle müteellim olduğun insanları, mevtleri hengâmında adem zulümatından kurtarıp şu dünyadan daha güzel bir yerde yerleştiren bir Zâtın Vâris, Bâis isimlerine, Bâkî, Kerîm, Muhyî ve Muhsin ünvanlarına ne kadar ruhun muhtaç olduğunu, dikkat etsen anlarsın….Sözler

…………. Ey biçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, “Eyvah, malımız harap olup sa’yimiz hebâ oldu. Şu güzel ve geniş dünyadan gidip dar bir toprağa girdik” demeyiniz, feryad edip me’yus olmayınız. Çünkü sizin herşeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfâtını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır…Mektubat

………… Allahtan başka ilâh yok; Odur bütün varlıkların gerçek maliki ve onlarda görünen her türlü fiil, hal, şe'n ve tasarrufun sahibi olan Melik ve kâinatta herşeyin bir sonu olduğu halde Kendisi bâkî olan ve bütün mülk ve servetin ezelî ve ebedî sahibi olan Vâris…. (Yirmi Dokuzuncu Arabi Lem'a /Dördüncü Bab’dan Tercüme)

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

İnsan hem kendine miras bırakılan hakikat ve nurlara sahip çıkmakla, hem de yine kendine emanet edilen cihazatı istimalinden defter-i ameline miras bırakacağı neticelere karşı titiz olmalıdır.

“Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın. Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr/18)

………….. “Madem herşey elimizden çıkacak, fânî olup kaybolacak. Acaba bâkîye tebdil edip ibkà etmek çaresi yok mu?” deyip düşünürken, birden semâvî sadâ-yı Kur’ân işitiliyor. Der: “Evet, var. Hem beş mertebe kârlı bir surette, güzel ve rahat bir çaresi var.” Sual : Nedir? Elcevap: Emaneti sahib-i hakikîsine satmak……..Sözler
...
Allah’ım! Bize, bizimle sana düşeceğimiz isyanlar arasına engel olacak haşyet, bizi cennetine ulaştıracak tâat, dünya musibetlerini kolaylaştıracak yakîn nasib eyle. Bizi kulaklar, gözler, dirilttiğin (yaşattığın) kuvvetimizle donat, bizi onlara sahip kıl. Bize zulmedenlerden intikamımızı sen al, bize düşmanlık edenlere karşı yardım et. Musibetlerimizi dînimizle ilgili kılma, dünyamızı en büyük kaygımız ve ilmimizin tamamı kılma. Bize merhamet etmeyecek olanları üzerimize güç sahibi kılma… Hz.Muhammed A.S.M

.