19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL -MÜTEÂLÎ

EL -MÜTEÂLÎ

ANLAMI: Tüm sıfatlarıyla izzet, şeref, hâkimiyet ulviyet bakımından en yüce olan, aklın tasavvur ettiği her şeyden üstün, noksanlıktan münezzeh, kudret, ululuk ve şan sahibi…

"Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir." Ra'd sûresi / 9

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

………. İşte, ruhumun feryadına ve kalbimin vâveylâsına vâfi ve kâfi ve teskin edici ve kanaat verici cevap ise, sırr-ı tevhid ile, Rahmân ve Rahîm olan Zât-ı Zülcelâlin, umumî kanunların tazyikatları ve hadisatın tehacümatı altında ağlayan ve sızlayan o sevimli memlüklerine, kanunların fevkinde olarak, ihsanat-ı hususiyesi ve imdadat-ı hassası ve doğrudan doğruya her şeye karşı rububiyet-i hususiyesi ve her şeyin tedbirini bizzat kendisi görmesi ve her şeyin derdini bizzat dinlemesi ve her şeyin hakikî mâliki, sahibi, hâmîsi olduğunu, sırr-ı Kur’ân ve nur-u iman ile bildim. O hadsiz meyusiyet yerinde, nihayetsiz bir mesruriyet hissettim. Ve herbir zîhayat, öyle bir Mâlik-i Zülcelâle mensubiyeti ve memlûkiyeti cihetiyle, nazarımda binler derece bir ehemmiyet, bir kıymet kesb ettiler.

Çünkü, madem herkes efendisinin şerefiyle ve mensup olduğu zâtın makamıyla ve şöhretiyle iftihar eder, bir izzet peyda eder………………….Şualar

…Ve insan Rabbinin ululuğu karşısında nefsindeki hiçliği bilse..ve mutlak alçak gönüllükle hayatını yaşama gayreti içinde olsa maddi manevi rızkında bir genişlik ve Allah’ın rızasını kazanmak gibi bir nimet-i uzmaya nail olur. Yani onun yüceliği karşında boynunu eğen ve muhabbet ile O’na teveccüh eden El-Müteâlî esmasından kulca yücelmek ihsanına kavuşur…
  
BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Müteâlî ismi, Aliy manâsında olan yücelik anlamını, EN YÜCE olarak zenginleştiren bir esmadır.

Allah (c.c.) kendisinden daha başka ve yüce bir varlık bulunmayan  en yüce varlıktır.O’nun misli,misali,ortağı,dengi yoktur………………… Ve o Zât-ı Zülcelâlin ve o Sultan-ı Ezel ve Ebedin istiğnâ-yı zâtîsi var. Ve istiğnâ-yı mutlak içindedir. Hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata ihtiyacı olmayan bir Ganiyy-i Ale’l-Itlaktır. Ve bütün kâinat taht-ı emir ve idaresinde ve heybet ve azameti altında nihayet itaatte, celâline karşı tezellüldedir… Lemâlar

O,dilediğini de yüceltendir…………..

“………..Gerçekten Allah (c.c.) alî’dir, kebirdir.” Lokman 31/30

“………..O yüceler yücesi, büyükler büyüğüdür.” Sebe’ 34/23

“………..Hakkınızdaki karar alîy kebîr olan Allah’a (c.c) aittir." Mümin 40/12

“………..O alîyy hakîmdir ………….” Şura 42/51

“Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir..." Tâ-Hâ sûresi 20/114

"Bu böyledir. Allah (c.c) hakkın ta kendisidir. O’ndan başka yalvardıkları batıldır.. gerçekten Allah (c.c.) alîdir kebîrdir." Hacc 22/62

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Bu esmandan alınmış en büyük hisse, Allah’a CC olan, itikadda, zanda, itaatte, teslimiyette, güvende, ubudiyette ihlas ve istikamet kazanarak, manevi derecata mazhar olmaktır. İdare ve irademiz altında olan her şey ile olan ilişkimiz ve içinde olduğumuz cemiyet ile kurduğumuz münasebetimiz kulluğumuza yakış olmalıdır.

 “...O yüce Allah, Melîk ve Hak olandır. O’nun vahyi sana gelip tamamlanmadan önce, Kur’ân’ı (okumada) acele etme ve de ki: ‘Rabbim, ilmimi arttır.’ ”( Tâhâ Sûresi, 20/114 )

“ Sübhânallahi ve bihamdihi adede halkıhî ve rıdâ nefsihi ve zînete arşihi ve midâde kelimâtihi…..

Yarattıklarının sayısınca, zatını hoşnut edecek kadar, arşının ağırlığınca ve kelimeleri sayısınca yüce Allah’ı hamd ile tesbih ederim…”  Hz.Muhammed S.A.S

………….Ey Kadîr-i Hakîm, ey Rahmân-ı Rahîm, ey Sâdıku’l-Va’di’l-Kerîm, ey izzet ve azamet ve celâl sahibi Kahhâr-ı Zülcelâl,

Bu kadar sadık dostlarını ve bu kadar vaadlerini ve bu kadar sıfât ve şuûnatını tekzip edip, saltanat-ı rububiyetinin kat’î mukteziyatını ve sevdiğin ve onlar dahi Seni tasdik ve itaatle kendilerini Sana sevdiren hadsiz makbul ibâdının hadsiz dualarını ve dâvâlarını reddederek, küfür ve isyan ile ve Seni vaadinde tekzip etmekle Senin azamet-i kibriyana dokunan ve izzet-i celâline dokunduran ve ulûhiyetinin haysiyetine ilişen ve şefkat-i rububiyetini müteessir eden ehl-i dalâlet ve ehl-i küfrü, haşrin inkârında tasdik etmekten yüz bin derece mukaddessin ve hadsiz derece münezzeh ve âlîsin. Böyle nihayetsiz bir zulümden, bir çirkinlikten, Senin nihayetsiz adaletini ve cemâlini ve rahmetini takdis ediyorum.



“Allah, onların söyledikleri şeylerden pek münezzehtir ve pek büyük bir yücelikle yücedir.” İsrâ Sûresi, 17:43.âyetini, vücudumun bütün zerrâtı adedince söylemek istiyorum…………Münâcât


.