19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-KEBÎR

EL-KEBÎR

ANLAMI: Zat, Sifat, ef’âli; nihayetsiz mükemmellikte olan, eşsiz ululuk sahibi, kabili kıyas olmayan büyüklüğe malik, şanı, haşmeti, celali pek yüce anlamına gelmektedir.

"O, (Allah) görünmeyeni de bilir, görüneni de. O, çok büyüktür ve yücelerden yücedir." Ra'd sûresi (13) 9

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Bu esmanın Allah’ın CC zati olan mükemmelliğine delâlet ettiği ifade edilmiş. Kulun bu sıfatla irtibatı, Böyle bir mükemmelliğin sahibi Allah’ın kulu olmak, O’nun ilim, irade ve desti kudretinden çıkmak, O’nun sanatı, mahlûku olmak, ihsan ve keremine mazhar olmak gibi şeref duyulacak bir mazhariyet mertebesindedir.

Evet, İnsan böyle bir Allah’a aidiyetten ziyade hissedar olması ancak Allah’ın sonsuz büyüklüğüne olan marifetinin ziyadeleşmesiyle ilgilidir. Ve zatının mahiyetindeki yükselme istidadı olan derecelere terakki ve tekâmül de bu ismin tecellisi ile gerçekleşir.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Allah CC Mutlak büyüklük sahibidir, büyüklüğü karşısında her şey küçüktür ve semavat, zemin kâinatta ne varsa bu büyüklüğün şahididir.

……. Cenâb-ı Hakkın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür; hiçbir şey daire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür. Demek haşri getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediyeyi vermekten daha büyüktür. Her acip ve tavr-ı aklın haricindeki herşeyden daha büyüktür… Asa-yı Musa

Ve izhar edilen bu büyüklük kulunu, umud, bekleyiş, ihtiyaç, güven, beka, cennet vd. gibi neye ihtiyacı varsa kudretinde bulunduğu irşadı ile kendine ilticaya davet eder… Günde 5 vakit okunan ezanlar bu davetin en açık dellallardır.

Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubûdiyet boşu boşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat, bir mahall-i saadet senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâki bir Cennet seni bekler. İbadet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelâlin vaadine iman ve itimad et. Ona, vaadinde hulf etmek muhaldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine acz müdahale edemez. Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, Cenneti dahi senin için halk edebilir ve halk etmiş ve sana vaad etmiş. Ve vaad ettiği için, elbette seni onun içine alacak.

Madem bilmüşahede görüyoruz: Her senede, yeryüzünde hayvânat ve nebâtâtın üç yüz binden ziyade envâlarını ve milletlerini kemâl-i intizam ve mizanla, kemâl-i sür'at ve suhuletle haşredip neşreder. Elbette böyle bir Kadîr-i Zülcelâl, vaadini yerine getirmeye muktedirdir……………Mektubat

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Allah CC ait kibriyanın kulluk penceresinden ibadına ihsan ettiği manaların başında, kulun tezkiyeyi nefis ile kalp ve ruhun dereceyi hayatına yükselmek suretiyle kemal sıfatlarını kendi üzerinde toplaması olarak özetlenebilir.

Allah’tan gafil olmayacak huzur yakinliği ayrıca bir değerdir. Korku ve ümit dengesi istikametli hayatın dikkati için önemli bir kazanımdır.

Enaniyetine mahkûm olmamak, tevazu halinde bulunmak, kimseye kibirlenmemek, mülkün ve kudretin Allah’ın olduğunu unutmamak ve takva dairesinde kalmak bu ismin tecellisinden kulca hissedar olunduğunun göstergesidir.

Evet, Rabbimizdeki sonsuz büyüklüğün tecellisi, nefis, enaniyet ve noksanlıklarımız itibariyle küçüklüğümüzü gösterdiği gibi, İman, marifet, muhabbet, güzel ahlâk, ihlas, itaat ve ubudiyet gibi hasletlerin insanın üzerinde içtima etmesi ise kulu İnsan-ı Kamil sıfatına taşır…


.