19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-CELÎL

 EL-CELÎL

ANLAMI: Azamet, heybet sahibi, tüm sıfatları sonsuz mükemmellikte bulunan, akılların idrak edemediği büyüklüğe malik olan anlamına gelmektedir.

"Celâl ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!" Rahmân sûresi (55), 78

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsan, Aziz ve Celil olan, tüm sıfatları mutlak kemalde bulunan Rabbine itaat etmekle şereflenir. Ve bu aidiyet mükemmel bir istinaddır. Bununla birlikte kulun fıtratında bulunan yükselme istidadı iktizasınca, iradi olarak ihlas ile yöneldiği mükerrem hedeflere bu ismin taliindeki tecellisi ile ulaşır. Ve yine bu ismin mahiyet aynasındaki tecellisi ile mazhar olduğu tevazu nedeniyle bulunduğu cemiyet içinde saygı görür, melekler ve ruhaniler nezdinde itibarı olur.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Bu bölümde El Celîl isminin hakikatine genel olarak bazı meselelerden tefekküre havale atıflar yapılacaktır.

Tüm Celâl sıfatlarını kendinde cem eden CELÎL esmasıdır. Aynen bunun gibi tüm Cemal sıfatlarını da kendinde cem eden CEMÎL esmasıdır. Bu iki esmanın mazharlarda birlikte taalluku ise mükemmel bir Rububiyet ve Uluhiyet tecellisinin tezahürünü ortaya çıkartır.

  •  “Evet cemalin gözünde celal ne kadar cemildir, celalin gözünde dahi cemal o kadar celildir.’’ Mesnev-i Nuriye
  •  “Celîl ismi sıfatların kemâline delalet eder. Azîm ismi ise, hem zâtın hem de sıfatların kemâline birlikte delalet eder.”
  •  “İsm-i Celâl, alelekser nevilerde, külliyatta tecelli eder. İsm-i Cemâl ise mevcudatın cüz’iyatına tecelli eder... Ve keza celâl, vâhidiyetin tecellisinden, cemâl dahi ehadiyetin tecellisinden zahir olur.”  (Mesnevî-i Nuriye)
  • “Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git, fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr“ dediklerini işiteceksin….Sözler
  • “Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanattan ve yavrulardan sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyecekler..Sözler
  •  “Cenâb-ı Hak bize akrebdir ve herşeyden daha ziyade yakındır; biz ise Ondan nihayetsiz uzağız.”Sözler
  •  “Öyle de, o Zât-ı Akdese ve o Şems-i Ezel ve Ebede biz çendan nihayetsiz uzağız, yanaşamayız. Fakat Onun ziya-yı rahmeti Onu bize yakın ediyor.” Lem’alar
  • “Takdis ederiz o Zâtı ki, en büyük lûtfu en büyük azamete, en yüksek şefkati en yüksek ceberûta ithal ettiği gibi, nihayetsiz kurbu nihayetsiz bu’d ile cem edip, zerrelerle şemsler arasında uhuvveti tesis etmiştir. Birbirine zıt olan bu şeyleri cem etmekle derece-i azametini bir derece göstermiştir.” Mesnevi-i Nuriye

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikle insan bu celali tecelli içinde bir toz zerresi olduğunu idrak ederek, bulunduğu yeri kendine telkin ederek, Rabbini, nefsinin nihayetsiz küçüklüğü içinde tazim etmeli. Malik-i Zü-l Celâl'inin Büyüklüğünü Allahuekber ile âleminde ve yerince âlemde ilan etmeli. O’na asi gelmekten cehennemden kaçar gibi kaçmalı. Güzel  ahlâk seciyesi ile izzet lütfuna mazhar olunmalıdır.

………..herbir şey, hattâ anâsır-ı asliye ve tabâyî-i esâsiye Onun emrine bakar, Onun kuvvetiyle hareket eder. Hiçbirisi, başıboş olup tabiatıyla hareket etmediğini gösteren bir Zâttan, topraktan yapılan ve sonra toprağa dönen insanı topraktan yeniden çıkarması istib’âd edilmez, isyan ile Ona meydan okunmaz….sözler



Evet, bu ismin tecellisinden istifadesi ziyade olan bir insan Kur’an-i ahlâk sahibi olur. Çünkü haddini bilir ve sınırları aşmaz. Yaşamı ihtimam ve dikkat içinde geçer. Tevazu sahibi olur. Kendini beğendirme gibi tekeffüllere girerek kendini hak nazarında sefil etmez. Rabbine aidiyetten alacağı hazzı, itaat ile pekiştirme iradesini severek gösterir. Celal ve Cemal tecellisi olarak  korku ve ümit dengesi dünyasında hakim olur.Allah onu makbul ibadı yanında yüceltir. Düşmanlarına karşı heybet verir.


.