19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-AZÎM

EL-AZÎM

ANLAMI: Zati mükemmelliği ile kusursuz, sıfat ve fiillerinde mukaddes, hadsiz kudret ve yücelik sahibi, pek azametli, aklın büyüklüğünü ihatasından âciz kaldığı azamet-i mutlaka sahibi demektir.
BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Kul bu ismin tecellisinin cilvelerini âlemde görmekle, eserlerinin üzerinde ve mahiyetlerinde hakikatine nüfuz etmekle ve ders aldığı, müşahede ettiği, şahit olduğu ve şehadet ettiği hasiyete naşir olmakla bir değer alır. Ve kendi dünyasında Allah’ın CC emirlerini yücelterek, O’na ait değerlere saygı göstermek suretinde imanlı bir hayat sürmekle de kıymetlenir. Bu isimle irtibatın kul penceresinden bu vecihle yansıması, O’nun CC ibadı olma şerefini sahip olmak şeklindedir.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

“Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür. Nerede ise gökler O'nun azametinden tâ üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar. Melekler Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." Şûrâ sûresi (42), 4, 5

Azim isminin tecellisi ve hakikati tüm kâinatı kusursuz ve mükemmel bir şekilde ihata etmiştir. Tüm yaratılanlar, gözümüzün gördükleri ve görmedikleri her ne varsa Allah’ın CC azametini gösteren mahiyettedirler. Dolayısıyla bu konuyla ilgili genişliğe vakıf olmak ilmi bir marifet silsilesine azm etmekle kısmen mümkün olur. Risale-i Nur mesleğinin tefekkür şubesi, bu isimle ilgili birçok şehadeti nazara verip, dersini talim etmektedir.

Biz sabaha girdik. Mülk Allah’a şahit, kibriya Allah’a delildir.

Azamet Allah’a şahit, heybet Allah’a delildir.

Kuvvet Allah’a şahit, kudret Allah’a delildir.

Nimetler Allah’a şahit, verilen nimetlerin devamı Allah’a delildir.

Güzellik Allah’a şahit, sermedî cemâl Allah’a delildir.

Celâl Allah’a şahit, kemal Allah’a delildir.

Azamût Allah’a şahit, ceberût Allah’a delildir.

Rububiyet Allah’a şahit, mutlak ulûhiyet Allah’a delildir.

Saltanat Allah’a şahit, yer ve göklerin orduları Allah’a delildir.

Kazâlar Allah’a şahit, takdir Allah’a delildir….. Arabi Yirmi Dokuzuncu Lem'a Dördüncü Bab Tercümesinden..

"Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler. “Rabbimiz derler, bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!.." (Âl-i İmrân Suresi, 3/191).

"O halde Azîm (pek yüce olan) Rabbini ismi ile ("Subhâne Rabbiyel Azîm" diyerek) tesbih et!" Vâkıâ sûresi (56), 96

"Allah’ın nimetlerini tefekkür edin; Onun zatını tefekkür etmeyin. Çünkü buna güç yetiremezsiniz." Hz Muhammed A.S.M

"Mâ arafnâke hakka marifetike Ya Ma'rûf"  Ey bütün mahlukat tarafından bilinen Rabb'im, Seni bilinmesi gereken ölçüde bilip tanıyamadık." Muhammed A.S.M

"Mâ abednâke hakka ibadetike Ya Ma'bûd” yalnızca kendisine ibadet edilen Allah'ım, Sana hakkıyla kulluk edemedik." Muhammed A.S.M

“ İnsan kendi hakikatini kavrayamaz. Kadim zat-ı Cebbar’ın keyfiyetini nasıl kavrasın? Bütün eşyayı yoktan var eden O’dur. Sonradan yaratılan O’nu nasıl kavrasın?” ..........Mesnev-i Nuriye

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikle İnsan böyle bir Zat-ı Zülcelal vel Kemal’in kulu olması hasebiyle; Cenab-ı Hakk’ın şânına ulvîyetine, Azamet ve kibriyasına yakışmayan, enaniyet, kibir, ucb, riya ve kibirden, zaaf-ı imandan, mugalata ve vehimden doğmuş fikirlerden, ondan gayrısında beklenti ile ortaya çıkan ümitlerden, yeisten, hayatı zehir eden korkulardan, sapkın anlayışlardan ve düşüncelerden uzak durmalıdır. Sorumluluk dairemizde olan ne varsa O’nun emirlerine uygun hal ve durumda olmasına dikkat ve özen gösterilmelidir. Ve de O’na olan ulvi intisabın verdiği şeref ile ona ait değerlerin tercümanı olarak hayatımızı planlamalıyız. Ve unutmamalıyız ki bu isimden alacağımız, bağlılık, dayanak, umut, kuvvet, haysiyet, şeref, tevazu gibi duygular, ulvi hisler ve güzel ahlâk hissemiz, Allah’ın CC büyüklüğüne olan saygımız nispetindedir…

Hizmet bağlamında ise  Bediüzzaman’ın ifadesi ile  ;

………Cenâb-ı Hakkın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Sâniin azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır….hakikatine yönelik hem enfüsi hem de harici dairede gayret içinde olmalı ve bu keyfiyet için say edilmelidir…


.