19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-ALÎM

 EL-ALÎM  ( Konu muhteviyatı çok geniş olduğundan hulasa ve atıflarla sınırlı tutulmuştur)

ANLAMI: Mevcutları, ma’dumları, azları, çokları, mümkün ve muhalleri, daimi olanları değişkenleri, içte dışta olanları, düşünceleri, geçenleri gelecekleri, her şeyi zaman ve mekân kaydı olmaksızın hakkıyla ezelî ilmiyle bilen ve ihata altına alandır. “Yaratan bilmez olur mu? O, Latîf ve Habîr’dir.”(Mülk Sûresi, 67/14)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Allah’ın CC sonsuz ilminin, irade ve kudretinin eseriyiz. Şuur sahibi mahlûklar olarak hayatımızın maddi ve manevi alanlarında öğrenmeye, bilmeye ve ifade etmeye lazım her durumda bu ismin tecellisi ile hareket ederiz.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Bu isim ile ilgili aşağıda küçük bir alıntı ile paylaştığımız hakikate dair geniş izahata ait risale-i nurda birçok konu vardır. Ve bu konu ilgili muhteviyatı İnşallah onun derslerine havale ediyoruz.

…herbiri birer mu’cize-i san’at olan mevcudata bakıyoruz ki, hayretnümâ bir derecede suhuletle, kolaylıkla, külfetsiz, dağdağasız, kısa bir zamanda, fakat mu’ciznümâ bir surette icad edilir. Demek hadsiz bir ilim vardır ki, hadsiz suhuletle yapılır. Ve hâkezâ, mezkûr emâreler gibi binler alâmet-i sadıka var ki, şu kâinatta tasarruf eden Zâtın muhît bir ilmi vardır. Ve herşeyi bütün şuûnâtıyla bilir, sonra yapar.

Madem şu Kâinat Sahibinin böyle bir ilmi vardır. Elbette insanları ve insanların amellerini görür ve insanlar neye lâyık ve müstehak olduklarını bilir; hikmet ve rahmetinin muktezasına göre onlarla muamele eder ve edecek. Ey insan! Aklını başına al, dikkat et: Nasıl bir Zât seni bilir ve bakar, bil ve ayıl! …………………… Bediüzzaman

"Şu kâinatın sahip ve mutasarrıfı, elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve her şeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faydaları irade ederek tedvir ediyor." Mektubat/Bediüzzaman

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

"Demek, insan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla herşey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billâhtır." 23’ncü Söz

İşte, Cenâb-ı Hakkın, ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esmâsı muhit, hudutsuz, şeriksiz olduğu için, onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise, hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde bir rububiyet-i mevhume, bir mâlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder, bir had çizer, onunla muhit sıfatlara bir hadd-i mevhum vaz eder. “Buraya kadar benim, ondan sonra Onundur” diye bir taksimat yapar. Kendindeki ölçücüklerle onların mahiyetini yavaş yavaş anlar.

Meselâ, daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlıkının rububiyetini anlar. Ve zâhir mâlikiyetiyle, Hâlıkının hakikî mâlikiyetini fehmeder ve “Bu haneye mâlik olduğum gibi, Hâlık da şu kâinatın mâlikidir” der. Ve cüz’î ilmiyle Onun ilmini fehmeder. Ve kisbî san’atçığıyla O Sâni-i Zülcelâlin ibdâ-i san’atını anlar. Meselâ, “Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de, şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş” der. Ve hâkezâ, bütün sıfât ve şuûnât-ı İlâhiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, enede münderiçtir….Sözler 30’ncu söz

Tezahür manasında hususi olarak şunlarıda ifade edebiliriz..

İlmin faydalılığı esastır. Faydasız ilim kişinin başına beladır. Ve ilim insanın çabası ve hakikate yönelişi ile Allah’ın o say ve gayreti kabul etmesi elde edilen bir şeydir. İlmin talibi olmak gereklidir. «Rabbim! benim ilmimi artır» de. Taha/114

Faydalı ilim sahipleri gerçek Alîm ismine mazhar olanlardır. Bu dairede geniş bir dairedir. Ancak bu dairenin önemli bir yerini Ârif olanlar tutar. Arif anlaması, kavraması, sezgisi güçlü, anlayışlı kimseye denir. Bu bağlamda Ârif; Allah’ı bilen ve her şeyi Allah’tan bilendir. Ve bu mahiyeti ile ilminden istifade edilendir. Allah’ı’ razı olduğu şekilde bilmek ve şuur sahibi olmak ile ilgili mühim derslerden biri Sözler 11’nci sözdür. Bu dersteki hasiyeti anlamak ve idraki için çalışmak yüksek kulluk değerleri kazanılmasına sebep olur inşallah.. De ki: «Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?» Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar… Zümer /9

Bununla birlikte, kulun kendisinin ilmi ilahide olduğunu bilmesi, hata ve kusurlarına tevbe edip, günahtan çekinmesi. Daim huzurunda olduğunu idrak etmesi, hayatına sabır ve şükrü kazandırması bu ismin tecellisinden istifade ettiğini gösterir.


.